Hicreti

Sevgili Peygamberimiz Allahü teâlânın emriyle Mekke’den Medine’ye hicret ederken Hz. Ali’ye kendi yatağında yatmasını, bıraktığı emanetleri sahiplerine vermesini söyleyerek buyurdu ki:
-"Bu gece yatağımda yat, uyu! Şu hırkamı da üzerine ört! Korkma, sana hiçbir zarar gelmez!"
Hz. Ali, Peygamber efendimizin emrettiği şekilde yattı. Resulullahın yerine, hiç korkmadan, kendi nefsini feda etmeye hazırdı.

Hicret gecesi müşrikler, Resulullahın evinin etrafını sarmışlardı. Peygamber efendimiz, evden çıktı. Yasin-i şerif suresinin başından on âyet-i kerimeyi okudu ve bir avuç toprak alıp kâfirlerin başına saçtı. Sıhhat ve selametle aralarından geçip, Hz. Ebu Bekir’in evine ulaştı. Müşriklerden hiçbiri onu görememişti.

Bir müddet sonra müşriklerin yanına biri gelip sordu:
- Burada ne bekliyorsunuz?
- Evden çıkmasını bekliyoruz.
- Yemin ederim ki, Muhammed aranızdan geçip gitti, başınıza da toprak saçtı.

Müşrikler, ellerini başlarına götürdüler. Hakikaten, başlarında toprak buldular. Derhal kapıya hücum edip içeri girdiler. Hz. Ali’yi, Resul aleyhisselamın yatağında görünce, Resul-i ekremin nerede olduğunu sordular. Hz. Ali cevap verdi:
- Bilmem! Beni, Onun muhafazasına memur mu ettiniz?

Bunun üzerine Hz. Ali’yi tartakladılar. Kâbe’nin yanında bir müddet hapsettikten sonra bıraktılar. Hz. Ali, Resulullahın Kâbe-i şerifte devamlı bulundukları makama oturdu. Resul-i ekremde kimin nesi var ise, gelsin alsın diye nida ettirdi. Herkes gelip, nişanını söyleyerek emanetini aldı.

Allah’ın aslanı Hz. Ali, Kureyş kâfirlerinin toplandıkları yere giderek dedi ki:
- İnşaAllah yarın Medine’ye gidiyorum. Bir diyeceğiniz var mı? Ben burada iken söyleyin! Hepsi başlarını eğip, hiçbir şey söylemediler. Sabah olunca, Hz. Ali, Resul-i ekrem efendimizin eşyalarını toplayıp yola koyuldu. Resulullaha, şişmiş olan ayaklarından kanlar akar vaziyette, Kuba’da yetişti.

Bu yolculuğun sonunda, Peygamberimizin huzuruna gidemeyecek bir hâle geldi. Resul-i ekrem efendimiz bunu haber alınca, bizzat kendisi teşrif etti. Hz. Ali’yi görünce hâline acıdı, onu kucakladı, mübarek elleriyle narin, nazik ayaklarını okşadı, kendisine afiyeti için dua buyurdu. Bunun üzerine Bakara suresinin, (İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah’ın rızası için nefsini feda eder) mealindeki 207. âyet-i kerimesi nazil oldu.


Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM HZ. ALİ (R.A.)