Engin Hoşgörüsü

Hz. Enes'in anlatıyor:
“Resulullah ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış sert ve kalın yakalı bir elbise vardı. Çölde yaşayan bir Arap yaklaşarak Hz.Peygamberin elbisesinden kuvvetlice çekti. O kadar ki, elbisesinin yakası ensesinde iz bıraktı. Sonra şöyle dedi: “Ey Muhammed! Sende olan Allah malından(ganimetlerden) bana verilmesi için emret”. Bunun üzerine Hz.Peygamber, o adama döndü, gülümsedi ve kendisine bir şeyler verilmesini emretti.”
Buhari,”Libas”,18

Müslümanlara yapılan işkenceler karşısında zalimlere lanet etmesi için talepte bulunanlara, “Ben lanet edici olarak değil rahmet olarak gönderildim” cevabını vermiştir.

İnsanlarla olan ilişkilerinde alçakgönüllü, şefkatli, hoşgörülü ve sabırlıydı. Bir gün huzurunda konuşurken titreyen bir adama: “Arkadaş rahat ol. Ben kral değilim. Ben sadece Kureyş'ten kadîd (güneşte kurutulmuş et) yiyen bir kadının oğluyum” buyurmuştur.

Hiç kimsenin kusurunu açığa çıkarmaz, kimsenin ayıbını ortaya koyup utandırmazdı. Bir kimsede uygunsuz bir davranış gördüğü zaman o kişinin adını anmaksızın düzeltmeye çalışırdı. “Bazılarına ne oluyor ki şöyle şöyle diyorlar, şöyle şöyle yapıyorlar” diyerek onun kaçınılması gereken bir davranış olduğunu belirtirdi.
“Kim bir Müslüman’ın ayıbını örterse Allah’ta Kıyamet günü onun ayıbını örter” buyurmuştu.

Hz. Aişe Validemiz şöyle buyuruyor: ” Ben Hz. Peygamberin kendi şahsına yapılan bir haksızlığın öcünü aldığını hiç görmedim. Yalnız Allah’a hürmetsizlik ifade eden durumlar hariç. Eğer biri Allah’a hürmetsizlikte bulunmuş ise Allah Resulü bu konuda insanların en öfkelisi olurdu.”

Enes b. Malik şöyle anlatıyor: “ Allah’ın Resulüne on sene hizmet ettim. Bana hiçbir zaman öf bile dememiştir. Yanlış bir iş yapsam niçin yapmadın demezler. Lüzumlu bir işi terk ettiğim zaman niçin terk ettin demezlerdi. Rasulullah (sav) insanların en güzel ahlaklısı idi”

Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) güler yüzlü, nâzik tabîatlı, ince ve hassas rûhlu idi. Katı yürekli, sert ve kırıcı değildi. Ağzından sert ve kaba hiç bir söz çıkmazdı. Kur'ân-ı Kerîm'de bu konuda: 'Allah'ın rahmeti eseri olarak, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi.' buyurulmaktadır.

Bir bedevi Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek, Efendimizin uhdesinde bulunan alacağını istedi ve bunu yaparken sert davrandı. Hatta: 'Borcunu ödeyinceye kadar seni tâciz edeceğim' dedi. Ashab-ı Kiram hazretleri bedeviyi azarlayıp: 'Yazık sana! Kiminle konuştuğunu bilmiyorsun galiba! ' dediler. Adam: 'Ben hakkımı talep ediyorum' dedi. Aleyhissalâtu vesselâm, ashabına: 'Sizler niçin hak sahibinden yana değilsiniz?' buyurdu ve Havle Bintu Kays radıyallahu anhâ'ya adam göndererek: 'Sende kuru hurma varsa benim borcumu ödeyiver. Hurmamız gelince borcumuzu sana öderiz' dedi. Havle: 'Hay hay! Babam sana kurban olsun Ey Allah'ın Resûlü!' dedi. Kadın, Rasûlullah'a borç verdi, O'da bedeviye olan borcunu kapadı ve ayrıca yemek ikram etti. (Bu tavırdan memnun kalan) bedevi: 'Borcunu güzelce ödedin. Allah da sana mükafatını tam versin' diye memnuniyetini ifade etti.

Allah resulü sahabeden bazıları ile beraber otururken oradan geçen bir cenaze sebebiyle ayağa kalkmış ve yanındaki sahabe de O(s.a.v.)'nunla beraber ayağa kalkmışlardı. “Ey Allah'ın resülu bu Yahudi cenazesiydi” denildiğinde “O, bir insan değil mi” diyerek karşılık vermiştir.
Buhari,”Cenaiz”,48

“ Müminin hali ne güzeldir. Onun her işi kendisi için bir hayırdır. Bolluk içinde olur şükreder bu onun için bir hayırdır. Darlığa düşer sabreder bu onun için bir hayırdır.” buyurmuştu.

Sahabe naklediyor: “Bir gün aklından zoru olan bir kadın geldi, Allah Resulü’nün elinden tutarak çekti ve O’na:
“Gel benim evimdeki şu işimi gör.” dedi. Kadın Allah Resulü’nün kolundan çekiyor, O da arkasına takılıp gidiyor, derken sahabe de onların arkasına düşüyor. Ve Allah Resulü gayet rahat bir şekilde kadının dediği işi görüyor, sonra geri dönüyor. Bu iş, belki bir ev süpürmek, belki de yıkanmış çamaşırları sıkmaktı. İşin şekli ne olursa olsun, Allah Resulü bu işi yapmıştı. Zira O, kimseyi üzmeyen, darıltmayan bir insandı. O, saygı insanıydı ve O’nun bu hareketi asla zillet de değildi.


Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM HZ. MUHAMMED (S.A.V.)