Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:
“Allahu Teâlâ, kıyâmet günü meleklerine şöyle emir verir: “Dünyada bir gün
olsun beni zikreden veya (insanların bulunmadığı) bir makamda benden korkan
(ve beni inkar etmeden huzuruma çıkan) kimseyi ateşten çıkarın.“
(Tirmizî, Sıfatu Cehennem, 9)
İmanın fazileti ile ilgili şu müjdeyi de nakledelim:
Fahr-i Kainat (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:
“Allahu Teala, kıyamet günü ümmetimden bir adamı halkın içinden
çekip meydana çıkarır. Onun günahla dolu doksandokuz tane amel defterini
önüne serer; her bir defter gözün görme mesafesi kadar uzundur. Sonra kendisine:
“Bunların içinden kabul etmediğin herhangi bir şey var mı, yazıcı meleklerim sana
haksızlık etmişler mi?” diye sorar. Adam:
“Hayır Ya Rabbi, bir itirazım yok” der. Allahu Teala:
“Peki, huzurumuzda seni kurtaracak geçerli bir mazeretin var mı?” diye sorar.
Adam: “Kendimi savunacak herhangi bir mazeretim yok Ya Rabbi!” der.
O zaman Allahu Teala:
“Senin bizim katımızda saklı bir iyiliğin var; bugün sana zulum yapılmayacak.”
buyurur ve içinde “Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden
abduhu ve rasülühü” yazılı bir kağıt çıkarır. Adam: “Ya Rabbi, bu kadar
günah yazılı amel defterinin yanında bu kağıdın ne hükmü olacak!” diye
hayretini ifade eder. Allahu Teala:
“Bugün sana haksızlık edilmeyecek” buyurur ve doksandokuz amel defteri
terazinin bir kefesine, içinde kelime-i şehadet yazılı kağıt da diğer kefeye
konur; kağıt bütün günah dosyalarına ağır gelir. Rahman ve Rahim olan Allah’ın
ismine hiçbir şey ağır gelemez.” (İbni Mace)