Hz. Muhammed (sav)’in çeşitli ülkelerin krallarına ve bazı eyaletlerin
valilerine yazdığı tebliğ mektuplarından bir kısmının orijinalleri
günümüze kadar muhafaza edilmiştir. Hükümdarların ve halklarının en güzel
ve hikmetli şekilde hak dini yaşamaya davet edildiği bu mektuplar,
Peygamber Efendimiz (sav)’in üstün ahlakının, bağışlayıcılığının,
hoşgörüsünün ve tebliğ gücünün tarihi örneklerindendir.
Yüce Allah’ın, Kuran-ı Kerim’de “Alemlere Rahmet” olduğunu bildirdiği
Peygamber Efendimiz (sav), kendisine bu şerefli görev vahyedildiği ilk
andan yaşamını yitirdiği ana kadar Rabbimiz’in dinini tebliğ etmiştir.
Hz. Muhammed (sav)’in bu tebliğleri sırasında izlediği yöntemlerden en etkili
olanlardan biri ise şüphesiz çeşitli ülkelerin hükümdarlarına yolladığı
mektuplar olmuştur. Bu mektuplardaki hikmetli, etkileyici ve ılımlı üslup,
pek çok kişinin hak din İslam’ı tanıyıp kabul etmelerine vesile olmuştur.
Kuşkusuz Peygamberimiz (sav)’in tebliğindeki bu hikmetli üslup tüm Müslümanlar
için bir örnektir.Hz. Muhammed (sav) gönderdiği mektuplarda toplulukların
liderlerine, öncelikli olarak Yüce Allah’ın tek İlah olduğunu ve asla ortağı
olmadığını tebliğ etmiştir. Bununla birlikte Peygamberimiz (sav)
mektuplarında uzlaştırıcı, davetçi ve Allah’ın koruması altında olduğunu
bildirmiştir.Mektup yolladığı her hükümdarı İslam’a çağıran Peygamberimiz(sav),
eğer Müslüman olurlarsa ve topluluklarına da bunu ulaştırırlarsa Allah Katında
sevaplarının çok büyük olacağı müjdesini vermiştir. Ayrıca itaat edip tebliği
kabul ederlerse iktidarlarını koruyacaklarını, kabul etmezlerse de lideri oldukları
topluluğun sorumluluğunu taşıyacakları ve dünyada da iktidarlarının kalmayacağını
vurgulamıştır.Kutlu Peygamberimiz (sav), Hıristiyanlara yazdığı tebliğ mektuplarında
hep Kuran ayetlerini aktarmış, Kuran’da Allah’ın emrettiği, Ehl-i Kitap ile olması
gereken ilişkileri ve diyalogları da emredilen şekilde yerine getirmiştir.
Yüce Rabbimiz, Kuran’da Müslümanların, Ehl-i Kitap ile aralarında olması
gereken ilişkiyi şöyle bildirir:
“De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye gelin.
Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve
Allah’ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.” Eğer yine yüz
çevirirlerse, deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız.”
(Al-i İmran Suresi, 64)
Habeşistan Necaşisi’ne Gönderilen Mektup…
Hz. Muhammed (sav)’in Habeşistan Kralı Ashama’ya hitaben yazmış olduğu mektup,
Müslümanların Hıristiyanlara bakış açısını göstermesi açısından son derece
önemlidir. Ashama, Hz. Muhammed (sav)’in mektubunun ve Müslüman elçilerle
yaptığı konuşmaların sonrasında, ülkesine sığınan Müslümanları koruyan
bir politika izlemiştir. Peygamberimiz (sav), mektupta şöyle buyurmuştur:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Allah Rasulü Muhammed’den Habeş Necaşisi Ashama’ya.
Kendisi’nden başka İlah bulunmayan gerçek Hükümdar, Mukaddes, Selam,
Koruyucu, Kurtarıcı olan Allah’ın övgüsünü sana iletirim.
Tasdik edip şehadet ederim ki; Meryem oğlu İsa Allah’ın Ruhu ve Kelimesi’dir.
Kendisine dokunulmamış Meryem’e nasib edilmiştir. Böylece Meryem İsa’ya
hamile kalmış, Allah Teala da Ruh ve Nefesi’nden olmak üzere Adem’i nasıl
yarattıysa onu da öylece yaratmıştır. Seni Tek olan ve Eşi bulunmayan Allah’a
çağırıyorum. O’na itaat konusunda karşılıklı yardıma çağırıyorum. Beni takib et,
bana uy ve bana gelen şeye iman et. Muhakkak ki ben, Allah’ın Resuluyüm.
Bu nedenle seni ve etrafında bulunan askerlerini Allah’a iman etmeye davet
ediyorum. Nasihat ve sözlerim size ulaşınca kabul etmenizi tavsiye ederim.
Amca tarafından yeğenim olan Cafer’i yanında az sayıda Müslüman grubuyla beraber
sana doğru yola çıkarıyorum.
Selam gerçek hidayet yolu üzerinde bulunanlara olsun.
Peygamberimiz (sav)’in Mısır’da Mukavkıs’a Gönderdiği Mektup…
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Allah’ın kulu ve Resulü Muhammed’den,
Kıbtilerin Büyüğü Mukavkıs’a.
Allah’ın Selamı; hidayet yoluna girmiş bulunanların üzerine olsun.
Buna göre Ben, Seni tam bir İslam daveti ile çağırıyorum. İslam’a gir.
Sonunda emniyet ve selamet içinde olursun. Bunun karşılığında Allah sana
iki defa sevab verecektir. Şayet bundan kaçınacak olursan bütün Kıbtilerin
günahı senin üzerinde toplanacaktır…
Bizans İmparatoru Heraklius’a Gönderilen Mektup…
Hz. Muhammed (sav)’in, Bizans İmparatoru Heraklius’a gönderdiği mektup
da Ehl-i Kitab’a yapılacak davette Kuran’dan ayetlerin kullanılmasının
gerektiğini gösteren hikmetli bir örnektir. Peygamber Efendimiz (sav),
mektubunda daha önce aktarılan Al-i İmran Suresi 64. ayetini, yazarak
tebliğ yapmıştır:
Bismillahirrahmanirrahim,
Allah’ın kulu ve elçisi Muhammed’den, Bizanslıların büyük reisi Herakliyus’a:
“Selam hakikat yolunu izleyene (olsun)! İlave edeyim ki, seni bütün olarak
İslam’a davet ediyorum. İslam’ı kabul et ki felah bulasın. İslam’ı kabul et ki
Allah değerini iki kat artırsın. Ama eğer kaçınırsan, tebeanın günahı da senin
üzerine yüklenecektir. Ve siz, ey Kitab-ı Mukaddes’in insanları (Ey Ehl-i Kitab!)
sizinle bizim aramızda aynı olan bir söze doğru geliniz; ki biz ancak Allah’a
taparız, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayız ve aramızda kimse kimseyi, Allah’ın dışında
sahib (Rab) edinmez. İmdi, eğer kaçınırlarsa, şöyle deyiniz: Şahit olun biz
Müslümanlardanız (Allah’a teslim olanlarız).
İran İmparatoru Kisra’ya Gönderilen Mektup…
Hz. Muhammed (sav) müşrik toplulukların liderlerine gönderdiği mektuplarında
onlara sonsuz ilim sahibi Allah’ın tek İlah olduğunu ve kendisinin de O’nun
elçisi olduğunu tebliğ etmiştir. Ehl-i Kitap olan topluluklardan farklı
olarak müşrik toplumla- ra yollanan bu mektuplarda Yüce Allah’ın varlığı ve
birliği ana konu olarak vurgulanmıştır.
Bismillahirrahmanirrahim,
Allah Resulü Muhammed’den, İranlıların büyüğü Kisra’ya: Selam, hakikat
yolunu izleyip Allah’a ve Resulüne iman edenlerin ve Allah’tan başka İlah
olmadığına, O’nun bir ve ortaksız olduğuna ve Muhammed’in O’nun kulu ve
Resulü olduğuna şehadet edenlerin üzerine olsun! Seni İslam’ı kabule
çağırıyorum. Zira Ben, Allah’ın, canlı olan herkesi uyarmak ve ilahi
kelamın kafirlere karşı hükmünü tamamlaması için tüm insanlara gönderdiği
elçisiyim. Şimdi İslam’a teslim ol ve felaha er. Ama eğer reddedersen,
o zaman Mecusilerin günahları da senin üzerine olacaktır.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Allah Resulu Muhammed’den, Culanda’nın iki oğulları Ceyfer ve Abd’e:
“Selam, hakikat yoluna tabi olanlar üzerine olsun! Sizin her ikinizi
İslam’ın davetine çağırıyorum. İslam’a tabi olun ve kurtuluşa erin.
Zira ben, Allah’ın tüm canlıları uyarmak üzere ve vaadini kafirler
üzerine tamamlaması için tüm insanlığa gönderdiği elçisiyim. Şimdi,
eğer her ikiniz de İslam’ı tanırsanız, her ikinize de iktidar vereceğim.
Ama ikiniz de (İslam’ı) kabul etmeyi reddederseniz, ikinizin de krallığı
sizden uzaklara yok olup gidecektir, süvarilerim, ülkenizde ordugah kuracaklar
ve peygamberlik vasfım krallığınıza galip gelecektir.”
(Uman Melikleri Ceyfer ve Abd’e Gönderilen Mektup)
Bismillahirrahmanirrahim.
Allah Resulü Muhammed’den, El-Münzir b. Sava’ya! Selam üzerine olsun.
Seni, kendisi dışında hiçbir ilah olmayan tek bir Allah’a hamd etmeye
çağırıyorum ve ilan ediyorum ki, O’ndan başka hiçbir tanrı yoktur ve Muhammed
O’nun kulu ve Resulüdür. Sana Kadir-i Mutlak ve Şanı Yüce Allah’ı hatırlatırım
ki; zira kim iyi bir nasihate kulak verirse kendi iyiliği içindir; ve kim benim
elçilerime itaat eder ve emirlerine uyarsa bizzat bana itaat etmiş olur.
Ayrıca, kim onlar hakkında iyi düşünürse benim hakkımda iyi düşünmüş olur.
Muhakkak benim elçilerim seni övmüşlerdir. Ben de senin halkına şefaatini
kabul ediyorum. İmdi, Müslüman olmadan evvel sahip oldukları şeyleri Müslümanların
elinde bırak. Ve ben suçluları affediyorum. İmdi sen de onların pişmanlıklarını
kabul et. Biz ise, sen iyi davrandığın sürece seni görevden azletmeyeceğiz.
Aksine, kim ki Yahudilik ya da Mecusilikte ısrar ederse cizyeye tabi olacaktır.
(El Ahsa Valisi El Münzir’e Gönderilen Mektup)