Hz. Ömer, halife olunca İslam'ı üstün kılmak için buyurdu ki:
(Ey Resulün Eshabı! Arabistan, ancak sizin atlarınıza arpa yetiştirebilir.
Halbuki Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamın ümmetine, yeryüzünün her
tarafında, yer, ülke vereceğini, Habibine vaad etti. Hani, bu vaad edilen
ülkeleri zaptederek, dünyada ganimete, ahirette gazilik ve şehidlik rütbesine
nail olmak isteyen erler nerede? Din uğruna can ve baş feda ederek, vatanlarını
bırakıp, Allahü teâlânın kullarını zalimlerin pençelerinden kurtaracak
gaziler nerede?)
İşte İslam ülkelerinin, üç kıta boyunca, hızla genişlemesine, milyonlarca
insanın küfürden kurtulmalarına sebeplerden biri de Hz. Ömer’in bu ibretli
konuşmasıdır. Bundan sonra, Eshab-ı kiram ölünceye kadar cihad ve gaza
etmeye ahd ve ittifak etti. Halifenin gösterdiği şekilde ordular kurulup,
Ehl-i İslam, yerlerini yurtlarını terk ile Arabistan’dan çıkıp, her tarafa yayıldı.
Gidenlerin çoğu, geri dönmeyip, gittikleri yerlerde, ölünceye kadar cihad etti.
Böylece, az vakitte çok ülke alındı. O vakit iki büyük devlet vardı.
Biri Rum İmparatorluğu, diğeri İran Devleti idi. Ehl-i İslam,
ikisine de galip geldi. Acem devleti, büsbütün ortadan kalktı.
Ülkelerinin hepsi, müslümanların eline geçti.
Ahalisi müslüman olmakla şereflendi.