Abdurrahman bin Ebi Leyla rivayet eder.
Hz. Ali, Kanber’e dedi ki, var git mescidden bana Osman’ı seven birisini getir.
Kanber varıp sorduğunda, bir kişi kalkıp dedi ki, ben severim.
Kanber, gel, emir-ül müminin Ali seni çağırır dedi.
O kişi kalkıp, Hz. Ali’nin huzuruna geldi. Emir-ül müminin buyurdu ki,
Osman’ı sever misin? Dedi ki, ya Ali, Allahü teâlânın izzet ve azameti hakkı
için, ben onu kendi canımdan daha çok severim. Bir vakit Resulullahın huzuruna
varmıştım. Dedim ki, ya Resulallah, evlendim, bana bir şey ver, hiçbir nesne
yoktur ki, hanımın mehrini vereyim. Resulullah bana bir vekiyye altın verdi.
[Bir vekiyye kırk dirhem kıymetinde altın idi.] Ebu Bekir de bir vekiyye verdi.
Ömer de bir vekiyye verdi. Osman ise iki vekiyye verdi. Ya Osman,
Resulullah ve Ebu Bekir ve Ömer bir vekiyye verdiler. Sen niçin iki vekiyye
verdin, dedim. Osman dedi ki, bir vekiyye kendimden ötürü, bir vekiyye de
Ali bin Ebu Talibden ötürü verdim ki, o vakit onun hazır bir nesnesi yoktu ki,
sana versin. Ondan sonra dedim ki, ya Resulallah! Bu malın bereketi olması için,
bana dua et. Resulullah buyurdu ki:
(Bu malın bereketi nasıl olmaz ki, bunu sana Peygamber ve Sıddık ve iki Şehid verdi.)
Hz. Ali bunu işittiği zaman çok sevindi ve buyurdu ki, (Doğru söyledin). (M.Ç.Güzin)