Mükafat

Bir gün Peygamber efendimiz, Hz. Âişe validemizle evde oturuyordu. Hz. Osman dört deve yükü buğdayı hizmetçileriyle Fahri kâinata gönderdi ve hediye olduğunu bildirdi.

Hizmetçileri geri gelip dediler ki, ya efendi, Resulullah buğdayı muhacirine verdi. Bunun üzerine dört deve yükü daha buğday gönderdi. Resulullah onu da Ensara dağıttı. Hz. Osman dört deve yükü buğday daha gönderdi. Fahri kâinat onu da taksim edip, ihtiyacı olanların evlerine gönderdi.
Getiren hizmetçilere, (Osman’a kaç deve yükü buğday getirmişlerdi?) diye sordu. Hizmetçiler, oniki yük dediler. Resulullah buyurdu ki: (Demek ki tamamını bize gönderdi. Kendi için bir miktar alıkoymadı.) Mübarek ellerini kaldırıp, (Ya Rab! Osman’ın ihsanından aciz oldum. Osman’ın mükafatından acizim ya Rab. Sen Osman’a karşılığını ver) diye dua etti. Derhal Cebrail aleyhisselam geldi ve dedi ki: (Ya Resulallah! Allahü teâlâ sana selam eder. Buyurur ki, biz Osman’dan razı olduk. Onu Cennette sana arkadaş ettik. Sen ona mükafattan aciz isen, biz ona mükafattan aciz değiliz.) [M.Ç.Güzin]


Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM HZ. OSMAN (R.A.)