1. [104:1] | veylül likülli hümezetil lümezeh. | ويل لكل همزة لمزة وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ |
---|
Elmalılı | Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline! |
Y. Ali | Woe to every (kind of) scandal-monger and-backbiter,
|
Words | |ويل - Woe| لكل - to every| همزة - slanderer| لمزة - backbiter!| |
2. [104:2] | elleẕî ceme`a mâlev ve`addedeh. | الذي جمع مالا وعدده الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ |
---|
Elmalılı | Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline! |
Y. Ali | Who pileth up wealth and layeth it by,
|
Words | |الذي - The one who| جمع - collects| مالا - wealth| وعدده - and counts it.| |
3. [104:3] | yaḥsebü enne mâlehû aḫledeh. | يحسب أن ماله أخلده يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ |
---|
Elmalılı | Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır. |
Y. Ali | Thinking that his wealth would make him last for ever!
|
Words | |يحسب - Thinking| أن - that| ماله - his wealth| أخلده - will make him immortal| |
4. [104:4] | kellâ leyümbeẕenne fi-lḥuṭameh. | كلا لينبذن في الحطمة كَلَّا لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ |
---|
Elmalılı | Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır. |
Y. Ali | By no means! He will be sure to be thrown into That which Breaks to Pieces,
|
Words | |كلا - Nay!| لينبذن - Surely he will be thrown| في - in| الحطمة - the Crusher.| |
5. [104:5] | vemâ edrâke me-lḥuṭameh. | وما أدراك ما الحطمة وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ |
---|
Elmalılı | Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? |
Y. Ali | And what will explain to thee That which Breaks to Pieces?
|
Words | |وما - And what| أدراك - will make you know| ما - what| الحطمة - the Crusher (is)?| |
6. [104:6] | nâru-llâhi-lmûḳadeh. | نار الله الموقدة نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ |
---|
Elmalılı | O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. |
Y. Ali | (It is) the Fire of (the Wrath of) Allah kindled (to a blaze),
|
Words | |نار - A Fire| الله - Allah| الموقدة - kindled,| |
7. [104:7] | elletî teṭṭali`u `ale-l'ef'ideh. | التي تطلع على الأفئدة الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ |
---|
Elmalılı | O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. |
Y. Ali | The which doth mount (Right) to the Hearts:
|
Words | |التي - Which| تطلع - mounts up| على - to| الأفئدة - the hearts.| |
8. [104:8] | innehâ `aleyhim mü'ṣadeh. | إنها عليهم مؤصدة إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ |
---|
Elmalılı | Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. |
Y. Ali | It shall be made into a vault over them,
|
Words | |إنها - Indeed, it| عليهم - (will be) upon them| مؤصدة - closed over,| |
9. [104:9] | fî `amedim mümeddedeh. | في عمد ممددة فِي عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍ |
---|
Elmalılı | Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. |
Y. Ali | In columns outstretched.
|
Words | |في - In| عمد - columns| ممددة - extended.| |