Kur'an-ı Kerim'de Hz. Musa (a.s.)'a verilen dokuz mucizeden bahsedilmektedir:
“And olsun ki, Biz Musa’ya apaçık dokuz mucize verdik; İsrailoğullarına sor: O, onlara geldiğinde Firavun ona:'Ey Musa! Ben senin büyülenmiş biri olduğunu sanıyorum!' demişti.” (İsra Suresi, 101)
"O, 'Sen elbette bu mucizeleri ancak göklerin ve yerin Rabbinin birer ibret olarak indirdiğini bilirsin! Ey Firavun! Ben, senin helak olacağını sanıyorum' dedi." (İsra Suresi, 102)
“Derken onları bulundukları yerden çıkarmak istedi. Biz, kendisini ve beraberindekileri (Firavun ve askerlerini), hepsini birlikte boğuverdik.” (İsra Suresi, 103)
Hz. Musa'ya verilen dokuz mucizenin neler olabileceğini Kur'an-ı Kerim ayetlerini inceleyelerek araştıralım:
Neml suresi 12. ayetinde bu dokuz mucizeden birinin, Hz. Musa'nın beyazlığa bürünen elinin olduğu belirtilmektedir:
“Elini koynuna sok, lekesiz bir şekilde bembeyaz çıkıversin, (bu) Firavun ve kavmine olan dokuz mucizeden biridir. Gerçekten onlar, doğru yoldan çıkmış olan bir topluluktur.” (Neml Suresi, 12)
Bu ayet-i kerime aynı zamanda, İsra Suresi 101. ayetinde dokuz mucizenin değil de, Hz. Musa'ya verilen dokuz emrin kast edildiği tezini de zayıflatmakta hatta çürütmektedir. Ayrıca İsra Suresi 102. ayetine bakıldığında 'ibret' (basiretle görülen) manasının oluşabilmesi için emir ve öğüt değil, mucize manasını vermenin daha doğru olacağı anlaşılmaktadır. Bu kadar açık iki delil var iken bu konuyu tartışmaya açmak dahi doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
İsra Suresi 101. ayet dikkatlice incelendiğinde Firavun'un Hz. Musa'nın açık mucizeleri karşısında 'Ben senin büyülenmiş olduğunu sanıyorum' demesi, dokuz mucizenin hepsini gördükten sonraki düşüncesi olarak kabul edilebilir. Hz. Musa'ya hayatı boyunca verilen mucizelerin toplam sayısının dokuzun üzerinde olduğu sadece aşağıda ve sonraki açıklamalarda yazıya döktüğümüz veya isimlerini verdiğimiz ayet-i kerimelerle sabittir. Allahu Teala'nın İsra Suresi 101. ayetinde dokuz mucize buyururken, Firavun'un o konuşma anına kadar hakikati idrak edebilmesi için kendisine açıkça gösterilen mucize sayısını kast etmiş olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Bu sonuç ışığında Hz. Musa ve kavminin Mısır'dan çıkışından hemen öncesinde geçen bu konuşma sonrasındaki mucizeleri (denizin yarılması gibi), bu dokuz mucize arasına almamak doğruyu bulmamıza yardımcı olacaktır düşüncesindeyiz. En doğrusunu Alemlerin Rabbi olan Allahu Teala bilir.
1) Ejderhaya Dönüşen Asa
2) Hz. Musa'nın Beyaz Eli
"(Firavun) 'Eğer benden başkasını ilah kabul edersen seni mutlaka zindana atarım!' dedi." (Şuara Suresi, 29)
“(Hz. Musa) 'Sana apaçık bir mucize getirmiş olsam da mı?' dedi." (Şuara Suresi, 30)
"(Firavun) Dedi ki: 'Eğer doğru sözlü isen, onu getir.' ” (Şuara Suresi, 31)
"(Bunun üzerine Hz. Musa) Asasını bırakıverdi, bir de ne görsünler o, açıkça bir ejderha oluverdi” (Şuara Suresi, 32)
"Bir de elini çekti, çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi" (Şuara Suresi, 33)
3) Hz. Musa'nın Asasıyla Sihirbazların Sihirlerini Bozması
“Biz de Musa’ya: “Asanı bırakıver” diye vahyettik. Bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını toparlayıp yutuyor."
(Araf Suresi, 117)
"Artık hak yerini buldu, onların bütün yaptıkları geçersiz kaldı." (Araf Suresi, 118)
"Artık (sihirbazlar) orada yenilmiş, küçük düşmüşlerdi." (Araf Suresi, 119)
4) Kıtlık Yılları ve Verimin Azalması
5) Tufan
6) Çekirge
7) Haşereler
8) Kurbağa
9) Kan
"Ve andolsun ki Firavun'un kavmini senelerce kıtlık ve pahallılık ve mahsul noksanlığına uğrattık, düşünüp ders almış olsunlar diye." (Araf Suresi, 130)
"Fakat onlara güzellik gelince bu bizim hakkımızdır dediler. Onlara bir kötülük isabet ederse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Haberiniz olsun ki, onların uğursuzluğu ancak Allah tarafındandır. Fakat onların pek çokları bilmezler." (Araf Suresi, 131)
"Ve dediler ki: Kendisiyle bize sihir etmek için bize her ne mucize getirirsen getir, biz sana imân edecek değiliz." (Araf Suresi, 132)
"Artık biz onların üzerine ayrı ayrı mucizeler olmak üzere tufanı, çekirgeleri, haşereleri, kurbağaları ve kanı gönderdik. Yine böbürlendiler, çok günahkâr bir kavim oldular." (Araf Suresi, 133)
"Ne zaman ki onların üzerlerine azap çöktü: 'Ya Musa! Bizim için Rabbine dua et, eğer bizden azabı kaldırırsa and olsun ki, sana elbette imân ederiz ve seninle beraber İsrailoğullarını göndeririz.' dediler." (Araf Suresi, 134)
"Erişecekleri bir müddete kadar kendilerinden azabı kaldırdık. Onlar derhal yeminlerini bozdular."
(Araf Suresi, 135)
"Biz de mucizelerimizi yalanladıkları ve kulak asmadıkları için kendilerinden intikam aldık, onları denizde boğduk."
(Araf Suresi, 136)
"Ve zayıf, hor görülen o kavmi, bereketlerle donattığımız yerin doğu ve batı taraflarına varis kıldık. Rabbin o güzel kelimesi, İsrailoğulları üzerine sabretmeleri sebebiyle tamamen gerçekleşti. Firavun ve kavminin yaptıklarını ve yükselttikleri binaları yerle bir ettik."
(Araf Suresi, 137)
Hz. Musa'ya verilen dokuz mucizenin neler olduğu konusunda alimler arasında görüş ayrılıkları vardır. Genel uzlaşı, Hz.Musa'nın asası, Hz.Musa'nın elinin beyazlaşması, tufan, çekirge istilası, haşere istilası, kurbağa istilası ve çeşmelerden su yerine kan akması maddeleri üzerindedir. Bu yedi madde üzerinde uzlaşı vardır. Kalan iki madde ise tartışma konusudur. Kimileri bizim yukarıda saydığımız asa yardımı ile gerçekleşen iki mucizeyi, asa ile gerçekleşen mucizeler diyerek tek saymaktadır. Kimi alimler ise 'Kıtlık Yılları ve Verimin Azalması' mucizesini iki ayrı mucize olarak saymaktadırlar. Ayrıca denizin yarılması (Şuara Suresi 60. ayetten 68. ayete kadar), taştan oniki pınar fışkırması (Araf Suresi, 160 ile Bakara Suresi, 60) gibi Hz. Musa ile Firavun'un aralarında geçen konuşmadan (İsra Suresi, 101) sonraki mucizeleri de dokuz mucizeden biri sayan alimler vardır. Hatta Hz. Musa'nın kekemeliğinin çözülmesi gibi farklı mucizeleri de dokuz mucize içerisinde sayanlar olmuştur. En doğrusunu Alemlerin Rabbi olan Allahu Teala bilir.
Hz. Musa'ya verilen levhaların içeriği nedir? Hz. Musa'ya on emir verilmiş midir? Tahrif edilmiş günümüz Tevrat metinlerinde bu sorularla ilgili yazılar bulunmaktadır. Ancak biz hakikati aradığımızdan soruların cevabını Kur'an-ı Kerim'i baz alarak değerlendirelim.
Hz. Musa'ya verilen levhalara ilgili bilgi Araf Suresi 145. ayetindedir:
"Onun için levhalarda her türlü öğüdü yazdık ve her bir şeyi uzun uzadıya açıkladık. Artık onu kuvvetle tut ve kavmine emret, onu en güzel biçimde tutsunlar. Elbette sizlere yoldan çıkmışların yurdunu göstereceğim." (Araf Suresi, 145)
Ayrıca Araf Suresi 154. ayette de levhalarla ilgili kısa ama önemli bir bilgi mevcuttur:
"Ne zaman ki Musa'dan o öfke dindi. Levhaları aldı ve onlardaki yazıda: Rablerinden korkanlar için bir hidâyet ve bir rahmet olduğu yazılmış bulunuyordu" (Araf Suresi, 154)
İsrailoğulları'nın bazı konularda verdikleri sözü Bakara Suresi 83. ayetinde görmekteyiz:
"Ve biz bir vakit İsrailoğullarının sözünü almıştık ki, siz Allah'tan başkasına ibâdet etmezsiniz, ananıza babanıza da ihsanda bulunursunuz. Akrabalara, yetimlere, yoksullara da ihsan eder ve insanlara güzel söz söylersiniz. Ve namazı doğruca kılar, zekatı da verirsiniz. Sonra siz, içinizden pek az müstesna olmak üzere yüz çevirdiniz ve siz halâ yüz çeviren kimselersiniz." (Bakara Suresi, 83)
Bir bilgi notu daha:
And olsun ki, Musa'ya o kitabı verdik, arkasından art arda bir takım peygamberler gönderdik..." (Bakara Suresi, 87)