Namazın Önemi

"Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği ameli namazıdır."
(Tirmizi, Salat 210)

"Kişi ile şirk ve küfrün arasında ancak namazın terki vardır."
(Müslim, İman 134)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Beş vakit namaz kendi aralarında, Cuma Cuma’ya kadar büyük günah işlenmedikçe diğer günahlara keffârettir.”
(Müslim, Tahara: 5; İbn Mâce, İkametüs Salat: 79)
Tirmîzî: Bu konuda Câbir, Enes ve Hanzala el Üseydî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir.

"Kim namazı bile bile terk ederse, o kişi Allah Teala'nın himayesinden ve hıfzu emanından uzak kalır."
(İbni Mace, Fiten 23)

Peygamberimiz s.a.v. ve güzide sahabeleri Bedir Savaşı'nın en çetin anlarında bile cemaatle namaz kılmışlardı. Müşrik ordusu müslümanların üç katından fazla idi. Tam bir ölüm kalım mücadelesi veriliyordu. Fakat Resulullah ve ashabı canlarını kurtarmaktan ziyade, Allahü Teala'nın huzurunda yan yana, omuz omuza namaz kılmayı seçmişlerdi. Yarısı namaz kılarken diğer yarısı savaşıyor. Daha sonra namaz kılanlar, kılmayanlar ile yer değiştiriyorlardı. Bu husus, Nisa Suresi 102. ayette belirtilmektedir. Müslümanların bir kısmı namazdayken, çarpışmada bir müslümana altı düşman düşüyordu.
Günümüzde müslümanlara namazı kazaya bıraktaran nedenlere ve bir de Bedir ashabının savaşta dahi namazı öncelemelerine bakınca, niçin onların unutulmayacakları çok daha iyi anlaşılıyor. Allahü Teala'nın selamı ve rahmeti onların üzerine olsun.


Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM Bilgi