Peygamberlerin Yaşadıkları Tarihler

HZ. ADEM

Hz. Adem (a.s.) 14-15 milyon yıl önce veya 350.000 yıl önce (Afyon şehrimizde bulunan Frig Vadisi'nde 14 milyon yıl öncesine ait tarihi araç izleri bulundu (*Notlar). Ayrıca Etiyopya'da 4,4 milyon yıl öncesine ait insan fosili bulunduğu belirtilmektedir. Kenya'da ise 3,3 milyon yıl öncesine ait taş bir alet bulunmuştur. Ayrıca 195 milyon yıllık mermerde doğal oluşum "Bismillah" yazısı ile karşılaşılması ilgi çekicidir (***Notlar). Yapılan araştırmalar dünyada üstün zekalı bir türün varlığının milyonlarca yıl öncesine dayandığını ortaya koymaktadır. Evrim teorisini savunanların, modern insanın (homo-sapiens dedikleri!)(**Notlar) 300.000 / 350.000 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu söylediklerini göz önünde bulundurursak olaya şüpheci bir bakış açısıyla yaklaşmakta fayda vardır. Bulunan en eski fosiller nesli tükenmiş başka bir hayvan türüne de ait olabilir. Ancak zeka ürünü aletleri yapabilecek veya sıradışı aletleri kullanabilecek bir hayvan (veya uzaylı) türü olmadığını düşünürsek, bulunan taş aletler ve bırakılan izler insanlara ait olmalıdırlar. Dolasıyla insanlık tarihinin çok eskilere uzandığını kabul etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. İnsanlığın başlangıcı konusunda çok farklı değerlendirmeler de yapılmıştır. --M.Ö. 35000, M.Ö. 650000 vb.-- Elde edilen bilimsel veriler ışığında insanlık tarihinin 14-15 milyon yıl kadar öncelere uzandığını söyleyebiliriz. Ancak yanılma ihtimaline karşı 350.000 yıl öncesini de eklememiz uygun olacaktır.) Hz. Adem hakkında bilgi için TDV İslam ansiklopedisinin ilgili bölümüne göz atabilirsiniz.

HZ. NUH

Hz. Nuh (a.s.) M.Ö. 4000'li yıllarda (Bazı kaynaklarda ise M.Ö. 5000 olarak değerlendirilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de Ankebut suresinde Hz. Nuh'un kavminin arasında 950 yıl kaldığı belirtilmektedir. Görünen o ki, geçmişte atalarımızın yaşam süreleri, 75-80 yıldan çok daha uzundu. )

TDV İslâm Ansiklopedisi internet sitesinde yer alan bilgilerde: "Hz. Nûh’un şeceresiyle ilgili olarak Tevrat’ta iki ayrı liste verilmektedir. Ruhban metnine ait birinci listede soyu Âdem’in oğlu Şît yoluyla nakledilmekte (Tekvîn, 5/1-32; I. Tarihler, 1/1) ve ömrünün 350 yılının tûfan sonrasında geçtiği, tûfan öncesinin on lideri arasında sonuncu halkayı teşkil ettiği belirtilmektedir. Tûfan öncesi şahsiyetlerin isimleri ve ömürleri şu şekilde verilmektedir (Tekvîn, 5/1-31): Âdem 930 yıl, oğlu Şît 912 yıl, oğlu Enoş 905 yıl, oğlu Ken‘ân 910 yıl, oğlu Mahalalel 895 yıl, oğlu Yared 962 yıl, oğlu Hanok 365 yıl, oğlu Metuşelah 969 yıl, oğlu Lamek 777 yıl, oğlu Nûh 950 yıl. Diğer bir listede ise Nûh’un soyu Âdem’in oğlu Kābil (Kāin) yoluyla Nûh’un babası Lamek’e kadar götürülmektedir (Tekvîn, 4/17-24). Tevrat’a göre Nûh, Âdem’in yaratılışından 1056, vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Hayatının ilk 500 yılı hakkında Kitâb-ı Mukaddes’te bilgi yoktur. Tevrat’ın naklettiğine göre Nûh zamanında insanlar çok bozulmuştu, yeryüzünde kötülük hüküm sürüyordu. Nûh’un tûfan olayının kahramanı oluşu bu hadisenin Sumer versiyonundaki Zivsudra, Bâbil versiyonundaki Ut-napiştim ve Atra-Hasis ile karşılaştırılmasına yol açmış, Nûh’un bunlarla aynı şahıs olup olmadığı tartışılmış, Tevrat’ta tûfana kadar geçen şahsiyetlerle Bâbil geleneğine ait tûfan öncesi krallık listelerindeki isimler arasında benzerlikler kurulmuştur. Nitekim Tevrat’ta Âdem’den Nûh’a kadar olan bu soy ağacı Bâbil’in ilk krallık listelerine benzemektedir. Tûfan öncesi şahsiyetlerin sayıları ile Bâbil krallarının sayısı da aynıdır. Ayrıca tûfan kahramanının adı olarak geçen Zivsudra, Sisouthros ve Ut-napiştim’in aynı şahıslar olduğu ve Nûh ile aynı kişiye delâlet ettiği ifade edilmektedir (DBS, I, 750, 758). Nûh’un yaşadığı dönemle tûfanın tarihi konusunda da farklı Tevrat nüshalarında değişik rakamlar verilir. Âdem’in yaratılışından Nûh tûfanına kadar İbrânîce Masoretik metne göre 1656 yıl, Tevrat’ın Yunanca Yetmişler çevirisine göre 2242 veya 2262 yıl, Sâmirîce Tevrat’a göre ise 1307 yıl geçmiştir (a.g.e., I, 774). " denilmektedir. İslam alimlerinden bazıları Tevrat'taki bilgileri kullanmışlar ve islami literatüre de geçirmişlerdir. Görüldüğü üzere Tevrat'ta (bugün mevcut olan, insanlar tarafından yazılmış olan kitabı kastediyoruz) Hz. Nuh'un ömrü 950 yıl olarak verilmiş, bu süre ise Kur'an-ı Kerim'de Hz. Nuh'un sadece kavmi ile beraber olduğu yılların sayısı olup, ömrünün daha uzun olduğu aşikardır. Dolayısıyla Tevrat'taki bilgilerin güvenilirliği zayıf ve şüphelidir.

Hz. Nûh’un, büyük tufanın Sümer, Bâbil ve diğer medeniyetlerdeki anlatılarındaki kahramanlarıyla aynı kişi olduğu düşünülmektedir. Bu benzerliğe şaşmamak gerekir, bilakis bu benzerlik tarih boyunca Alemlerin Rabbi olan Allahu Teala'nın peygamberleri vasıtasıyla yüce dinini tüm insanlığa ulaştırdığının açık izlerini taşımaktadır.

HZ. İBRAHİM

Hz. İbrahim (a.s.)'in M.Ö. 2100'lü yıllarda veya M.Ö. 1700'lü yıllar veya bu iki tarih aralığındaki bir zaman diliminde yaşamış olma ihtimali daha kuvvetli görülmektedir. Yaşadığı dönem konusunda M.Ö. 2200'lü yıllar ile M.Ö. 1200'lü yıllar arasındaki farklı tarihli rivayetler ile birlikte daha farklı tarihleri de kapsayan rivayetler mevcut olduğundan tam tarih bilinememektedir.
Hz. İsmail (a.s.) ve Hz. İshak (a.s.), Hz. İbrahim'in peygamber olan iki oğludur. Hz. Yakup (a.s.), Hz. İshak'ın oğludur ve onun oniki oğlundan birisi de Hz. Yusuf (a.s.)'dır. Hz. Muhammed (s.a.v.) ise Hz. İsmail'in soyundandır.

HZ. MUSA

Hz. Musa (a.s.) M.Ö. 1700'lü yıllar veya 1200'lü yıllar veya aralarında kalan tarihlerde. Mısır'dan çıkışın M.Ö. 1290’larda II. Ramses döneminde veya M.Ö. 1441’de XVIII. sülâleden Kral Amenofis devrinde cereyan etmiş olabileceği bilgisi TDV İslam ansiklopedisinde yer almaktadır (İslam ansiklopedisindeki bilgi Yeni İncil Sözlüğü, Levey (İsviçre)'den alıntı yapılmıştır). (Farklı kaynaklarda M.Ö. 1700 ile M.Ö. 1200 arasındaki yıllar olabileceği konusunda görüşler mevcuttur.)

HZ. DAVUD

Hz. Davud (a.s.) ve Hz. Süleyman (a.s.) M.Ö. 900'lü yıllar (İslam ansiklopedisinde yer alan bilgilerde bazı kaynaklara göre Hz.Süleyman'ın M.Ö. 967-965 yılları arasında babasıyla birlikte, 965-928 arasında tek başına hüküm sürdüğü, diğer bazı kaynaklarda ise babasının vefatından önce 970’te (veya 971'de) kral olduğu ve 931 yılına kadar hüküm sürdüğü belirtilmektedir. Hz. Davud'un hükümranlığı ise yaklaşık 40 yıl devam etmiştir. (yaklaşık olarak M.Ö. 1005-965 arasında)

HZ. İSA

Hz. İsa (a.s.)'ın doğumu, miladi takvimin başlangıcı olduğu söylenmekte fakat yapılan araştırmalar M.Ö. 4'e işaret etmektedir. Vefatı ise 30 veya 33 yılları olarak düşünülmektedir. Sonuçta Hz. Îsâ’nın doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir.

HZ. MUHAMMED

Hz. Muhammed (s.a.v.) 571-632 (Bazı kaynaklarda ise doğum yılı 570 olarak geçmektedir)


NOTLAR

* Değerli araştırmacı Haluk Özdil'in Afyon şehrimizde bulunan Frig Vadisi'nde M.Ö. 14 milyon yıl öncesine ait tarihi araç izlerini görüntülediği videonun linki: https://www.youtube.com/watch?v=M8iy5dUix7U

**Kur'an-ı Kerim açık biçimde evrim teorisini yalanlamaktadır. Hz. Adem a.s. cennette iken akıl sahibi idi, akıl sahibi olduğundan hanımıyla birlikte sorumlu tutularak cennetten çıkarılmıştı. Yani evrim teorisinde savunulduğu gibi bir akli gelişim süreci yaşanmamış, ilk insan bizzat üstün akli donanımlara sahip olarak yaratılmıştı. Bilimi kendi çıkarları doğrultusunda kulllanmak isteyenlerin yıllarca evrimi ispatladığını öne sürdüğü Piltdown insanı olayını wikipedia'dan okuyalım: "1912 yılında Uckfield, East Sussex, İngiltere'de ortaya çıkarıldığı iddia edilen sahte kafatası ve çene kemiği fosili. Fosili bulduğunu açıklayan kişi amatör arkeolog ve koleksiyoncu Charles Dawson'du, bulunduğu iddia edilen türün Latince adı, onun soyadından türetildi. Bilim insanları başlangıçta fosilin o güne kadar bilinmeyen erken dönem bir insan türüne ait olduğunu düşündüler. Ancak zamanla fosilin gerçekliği konusunda tartışmalar arttı. Özellikle paleontologlar ve evrim biyologları Piltdown Adamı'na kuşkuyla yaklaştı. 1953'te Piltdown Adamı'nın bir sahtekârlık olduğu kesinlikle ortaya kondu, kafatası modern bir insana, çene kemiği ise bir orangutana aitti. Kafatası, eski görünmesi için bir demir çözeltisine ve kromik aside batırılmıştı. Çene kemiği, yaklaşık 500 yıllık bir orangutan fosiline aitti." Bugünkü bilimsel gelişme düzeyinde neler uydurabileceklerini varın siz hayal edin. Eğer evrim teorisi doğru olsaydı ortada maymun kollu, at bacaklı, ayı pençeli ve benzeri ara formlarda bir sürü garip yaratık görecektik, en azından bu yazının kaleme alındığı 2021 yılında bunları göremiyoruz. (Genetik bilimindeki yapay zeka destekli gelişmelerle birlikte gelecekte bu gibi durumlarla karşılaşabiliriz.) Sonuçta bilimsel uydurmalara inanarak İslam'ı sözde bilimle uyumlu göstermeye çalışmak beyhudedir. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim bilime de yol gösteren muaazzam bir kitaptır.

*** Antalya'nın Korkuteli ilçesi Taşkesiği köyünde bulunan bir mermer işletme sahasında işlenmek için kesilen taşın üstünde beliren figür, işçilerin dikkatini çekti. Üzerindeki tozun alınmasıyla, figürün Arapça ''Bismillah'' yazısıyla aynı olduğu görüldü. Mermer plaka incelenmek üzere Süleyman Demirel Üniversitesi'ne gönderildi. Üzerinde araştırma yapılan plakanın analiz sonuçlarında plakayı oluşturan dolomitik kireçtaşı üzerinde, dinozorlar döneminde 195 milyon yıl önce yaşamış deniz canlılarına ait fosillerin biyoklastik kalıntıları tespit edildi. Raporda, plaka üzerinde yer alan ve Arapça "Bismillah" yazılı figürlerin tamamen doğal oluşumlu olduğuna vurgu yapıldı. Yazıların kabuklu deniz canlılarına ait kalıntıların parçalanıp biçim değiştirmesi ve dizilmesi sonucunda meydana geldiği açıklandı. Akdeniz Üniversitesi'nin hazırladığı bilimsel raporda ise mermer üzerindeki arapça figürlerin, Kur’an-ı Kerim’de geçen ve “Allah’ın adıyla" anlamındaki ‘Bismillah’ ile aynı karakterler olduğu belirtildi.

**** Bilimsel veriler ışığında, daha doğru bir bilgi edinildiğinde sayfada güncellemeler yapılabilir.

***** Bazı bilim adamlarının tespit ve tahminlerine dayalı verilerdir, kesinlik içermez.

****** En doğrusunu Allahu Teala bilir. Bizler ise emredildiği üzere akletmekle mükellefiz.



Paylaşın:


Paylaşım tarihi:
Son güncelleme:





ANA SAYFA İSLAM Bilgi