Hz. Ali

Ebû Serîha veya Zeyd b. Erkâm (r.a.)’den (tereddüt Şu’be’dendir) rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir.”
(Müsned: 906)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Şu’be bu hadisi Meymûn’dan Ebû Abdullah’tan, Zeyd b. Erkâm’dan, rivâyet etmiştir. Ebû Süreyha, Huzeyfe b. Esîd el Gıfârî olup Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabındandır.

Ali (r.a.)’den rivâyet edilmiştir, dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah, Ebû Bekire merhamet etsin kızını benimle evlendirdi. Beni hicret ettiğim Medîne’ye taşıdı. Kendi malından Bilâl’i hürriyetine kavuşturdu. Allah, Ömer’e de merhamet etsin acı da olsa hakkı söyler hakkı söylemesi sebebiyle arkadaşsız kalmıştır. Allah Osman’a da merhamet etsin. Melekler bile ondan haya ederler. Allah Ali’ye de merhamet etsin. Allah’ım, Ali nereye dönerse hakkı onunla beraber eyle.”
(Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhtar b. Nafi’, Basralı bir ihtiyar olup garib rivâyetleri çoktur. Ebû Hayan et Teymî’nin ismi Yahya b. Saîd b. Hayan et Teymî’dir. Kufeli olup güvenilen bir kimsedir.

Rıb’î b. Hıraş (r.a.)’tan rivâyete göre, Ali b. ebî Tâlib, Kûfedeki geniş bir meydanlık olan Rahbe’de bize anlattı ve şöyle dedi: Hudeybiye günü müşriklerden bazı kimseler yanımıza çıkıp gelmişlerdi. Aralarında Sühehl b. Amr ve Müşriklerin ileri gelenlerinden birkaç kişi vardı. Rasûlullah (s.a.v.)’e şöyle dediler: Ey Allah’ın Rasûlü! oğullarımız, kardeşlerimiz ve kölelerimizden bazı anlayışsız kimseler sana kaçıp gelmişlerdir. Onların din konusunda bilgileri yoktur. Mallarımız ve topraklarımızda çalışan işçiler olup işten kaçıp gelmişlerdir. Onları bize geri teslim et, onlar din konusunda bilgili değillerse biz onlara bilgi verir bilgilendiririz. Bu teklifleri karşısında Peygamber (s.a.v): “Ey Kureyş topluluğu, mutlaka kötü hallerinizden vazgeçmeli İslam’a geri dönmelisiniz. Aksi halde Allah din uğrunda boyunlarınızı vuracak bir kişi gönderecektir. O din konusunda bilgileri yoktur dediğiniz kimselerin kalblerini Allah iman üzere imtihan etmiştir” buyurdu. Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! o kimse kimdir?” diye sordular. Ebû Bekir: “Ey Allah’ın Rasûlü o kimse kimdir?” diye sordu. Ömer: “O kimse kimdir?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.): “O ayakkabı tamircisidir” buyurdu. Rasûlullah (s.a.v.), ayakkabısını tamir için Ali’ye vermişti. Sonra Ali bize döndü ve şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim bilerek benim adıma yalan söylerse Cehennem’deki yerine hazırlansın.”
(Buhârî, İlim: 27; Müslim,i Mukaddime: 17)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Rib’î’nin, Ali’den rivâyeti olarak bilmekteyiz. Carûd’tan işittim şöyle diyordu: Vekî’den işittim şöyle diyordu: Rıb’î b. Hıraş, İslam’da hiçbir konuda yalan söylememiştir. Muhammed b. İsmail’in bana haber verdiğine göre Abdullah b. eb’îl Esved şöyle demiştir: Abdurrahman b. Mehdî’den işittim şöyle demişti: Mansur b. Mu’temir, Kûfeliler yanında sağlam bir kimsedir.

Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), Ali b. ebî Tâlib için şöyle buyurmuştur: “Sen bendensin ben de sendenim” bu hadis biraz uzuncadır.
(Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Büreyde (r.a.)’rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah bana dört kişiyi sevmeyi emretti. Kendisinin de onları sevdiğini banma bildirdi. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü denildi, bize onların isimlerini bildir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Onlardan biri Ali’dir. bunu üç kere tekrarladı. Diğerleri ise Ebû Zerr, Mıkdad ve Selman.”
(İbn Mâce, Mukaddime: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bu hadisi sadece Şüreyk’in rivâyetiyle bilmekteyiz.

İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), ashabı arasında kardeşlik kurmuştu. Ali gözleri yaşlı olarak geldi ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! ashabın arasında kardeşlik kurdun fakat beni hiç kimse ile kardeş etmedin” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v), ona şöyle dedi: “Sen benim dünya ve ahirette kardeşimsin.”
(Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Bu konuda Zeyd b. ebî Evfâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.), babasından rivâyet ederek dedi ki: “Muaviye b. ebî Sûfyân Sa’d’a emretmiş ve Ebû Tûrab (Ali)’yi kötülemekten seni engelleyen şey nedir?” diye sormuştu. Sa’d şöyle karşılık verdi: “Rasûlullah (s.a.v.)’in şu üç sözünü hatırladığım sürece ona dil uzatamam o özelliklerden birinin bende olması kızıl develerden daha hayırlıdır.
Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim, Ali’ye şöyle diyordu: Tebûk savaşında Ali’yi Medîne’de kendi yerine bırakmıştı da Ali: “Ey Allah’ın Rasûlü! Beni çoçuk ve kadınlarla birlikte mi bırakıyorsun?” Rasûlullah (s.a.v.), ona şöyle demişti: “Bana karşı sen, Musa’ya karşı Harun’un yerinde olmaktan dolayı memnun olmaz mısın? Şu farkla ki benden sonra Peygamber yoktur. Hayber Vak’asında da ben şu sancağı Allah ve Peygamberini seven Allah ve Peygamber (s.a.v)’in de kendisini sevdiği bir kimseye vereceğim” buyurduğunu hepimiz sancak için istekli durumdayken bana Ali’yi çağırınız dediğini ve Ali’nin gözünden rahatsız olarak geldiğini ve Rasûlullah (s.a.v.)’in onun gözüne üfürdüğünü ve böylece iyileştiğini ve sancağı da ona verdiğini ve Hayber’in fethinin onun eliyle olduğunu... Birde Âl-i Imrân 61. ayeti nazil olduğunda Rasûlullah (s.a.v.)’in, Ali Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i yanına çağırarak Allah’ım bunlar benim ehli beytimdir, dediğini...
(Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail-üs Sahabe: 17)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.

Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’den bir şey istediğim de mutlaka verirdi. Sustuğumda ise bana sorarak söze başlardı.”
(Müsned: 14111)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Bu konuda Câbir, Zeyd b. Eslem ve Ebû Hüreyre’den ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), Ali’ye: “Bana karşı sen Musa’ya karşı Harun’un durumundasın fakat benden sonra Peygamber gelmeyecektir.”
(Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Sa’d’tan değişik şekilde de rivâyet edilmiş olan bu hadis Yahya b. Saîd el Ensarî’nin rivâyeti olarak garibtir.

Zeyd b. Erkâm (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “İlk Müslüman olan kişi Ali’dir.” Amr b. Mürre diyor ki: Bunu İbrahim Nehai’ye aktardım; O da: “İlk Müslüman olan Ebû Bekir es Sıddîk’tır” dedi.
(Müsned: 18478)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Hamza’nın ismi Talha b. Zeyd’tir.

Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmi olan Peygamber, bana: “Seni mü’minler sever, münafıklar senden nefret eder” buyurmuştur. Adiyy b. Sabit şöyle dedi: Ben Peygamber (s.a.v)’in kendilerine duâ ettiği asrın insanlarındanım.
(Müslim, İman: 27; Nesâî, İman: 17)



Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM Hadis-i Şerifler