İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir
kimse öldüğü zaman ahiretteki kalacağı yer sabah akşam kendisine gösterilir o kimse
Cennetliklerden ise Cennet’ten, Cehennemliklerden ise Cehennem’den olan yeri gösterilir ve ona
işte senin oturacağın yer burasıdır, kıyamet günü Allah seni buraya gönderecek denilir.” (Buhârî,
Cenaiz: 89)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz veya ölü kabre konulunca simsiyah mavi gözlü iki melek ona gelir onlardan birine
münker diğerine nekîr denilir. O iki melek şöyle derler: Bu Muhammed denilen adam hakkında ne
dersin? O kimse ise ölmeden önce söylediğini aynen tekrar ederek: O Allah’ın kulu ve Rasûlüdür.
Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. Muhammed’de onun kulu ve elçisidir.
O iki melek derler ki: Senin böyle söyleyeceğini biliyorduk. Sonra o kabir yetmiş arşın kadar
genişletilir ve aydınlık hale getirilir ve rahatça yat uyu burada denilir. O kimse bu durumu benim
aileme dönüp haber verebilir miyim? Deyince o iki melek; gelin güvey gibi rahatça uyu gelin
güveyi olan kimseyi ailesinden en çok sevdiği kimse uyandırır derler. O kişi o kabirde mahşer için
diriltilinceye kadar rahat rahat uyur.
O kabre konulan kimse münafık ise Muhammed (s.a.v.) hakkında sorulan soruya;
İnsanların peygamber dediklerini duydum bende aynen öyle söyledim, gerçek midir? değil midir?
bilemiyorum diyecek. Bunun üzerine o iki melek; senin böyle söyleyeceğini biliyorduk derler. O
kabre, sıkıştır onu denilir, kabirde onu sıkıştırır da kaburga kemikleri yerlerinden oynar. Allah
onu böylece mahşer günü uyandırıncaya kadar azab etmeye devam eder.” (Nesâî, Cenaiz: 114;
Buhârî, Cenaiz: 86)
Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir.