Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in ölüm anında yanında
idim. Yanında içinde su bulunan bir su kabı vardı, elini o kabın içerisine daldırıp yüzünü siliyor ve şöyle
diyordu: “Allah’ım ölüm sancılarından ve ölümün şiddetinden dolayı bana yardım et.” (İbn Mâce,
Cenaiz: 64)
Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.
Rivâyete göre, Hz Âişe (r.anha) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ölümündeki şahid
olduğum ağır durumdan dolayı hiç kimseye kolay ölümünden dolayı gıbta etmem.” (Nesâî, Cenaiz:
6)
Alkame (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Mes’ûd’tan işittim şöyle
diyordu: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle buyurmuştu: “Mü’min alnı terleyerek ve sıkıntılı olarak
ruhunu teslim eder ve ölür. Eşek ölümü gibi, ölümü sevmem.” Kendisine şöyle denildi: Eşek ölümü
ne demektir? “Ansızın ve çabucak ölümdür” buyurdular. (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Abdullah b. Büreyde (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur: “Mü’min ölümün şiddetinden veya Allah’ın bağışlamasına karşı mahcup oluşundan
dolayı alnı terleyerek ölür.” (Nesâî, Cenaiz: 5; İbn Mâce, Cenaiz: 5)
Enes (r.a.)‘den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) ölmek üzere olan bir gencin yanına girdi ve:
“Kendini nasıl buluyorsun?” diye sordu. Genç: “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’a yemin ederim ki Allah’ın
bağışlamasını umuyor günahlarımdan da korkuyorum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Böyle zamanlarda Allah, kulun kalbine gelen bu iki şeyden umduğunu kendisine verir korktuğu
şeyden de onu kurtarır.” (İbn Mâce, Zühd: 31)
Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Osman b. Maz’un’u
ölümü anında ağlayarak veya gözlerinden yaşlar döküldüğü halde öptü.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 35; İbn
Mâce, Cenaiz: 7)
Not: Bu konuda İbn Abbâs, Câbir ve Âişe’den de rivâyet olup bu kimseler şöyle derler: Peygamber
(s.a.v.) vefat ettiğinde Ebû Bekir, Peygamberimiz (s.a.v.)’i öpmüştü.
Ubâde b. Sâmit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim
Allah’a kavuşmayı sever ve isterse Allah’ta o kimseye kavuşmayı sever. Kim de Allah’la beraber
olmaktan hoşlanmazsa Allah’ta o kimseyle buluşmak istemez.” (Buhârî, Rikak: 41; Müslim, Zikir ve
Dua: 5)
Hz. Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu bize aktarmıştır:
“Kim Allah’a kavuşmayı arzu ederse Allah’ta o kimseyle buluşmayı sever. Kim de Allah’la
beraber olmaktan hoşlanmazsa Allah’ta o kimseyle beraber olmayı sevmez.”
Hz. Âişe dedi ki: “Ey Allah’ın Rasûlü hepimiz ölümden hoşlanmayız.” Bunun üzerine şöyle
buyurdular: O anlamda değil Mü’min son nefesinde ve her anında Allah’ın rahmeti rızası ve Cenneti ile
müjdelendiğinde Allah’a kavuşmayı arzu eder. Allah’ta o kimseyle bir araya gelmeyi arzu eder. Kafir ise
hayatında ve ölüm anında Allah’ın gazabı ve azabıyla müjdelenince Allah’a kavuşmayı istemez. Allah’ta onunla birlikte olmaktan hoşlanmaz. (Müslim, Dua ve Zikir: 5; Nesâî, Cenaiz: 10)