Çoban ve Hz. Hızır

Çoban Allahu Teala'yı zikrekmekte ve O'na hamd etmektedir. Biraz sonra kendi kendine "Rabbimi misafir edebilsem keşke, süt sağar, içmesi için O'na ikramda bulunurdum" diye düşünmeye başlar. Allahu Teala, Hz. Hızır aleyhisselama, bu kuluma gidip ziyarette bulun diye vahyeder. Hz. Hızır, çobanı bulur, halini hatırını ve neler ile meşgul olduğunu sorar. Çoban, Rabbimi misafir etsem de O'na süt ikram etsem diye düşünmekte idim diye yanıt verir.Hz. Hızır, 'Allahu Teala'nın yeme-içme ihtiyacı yoktur. Sen O'nu öyle düşünme, böyle şeyler de söyleme. Allah bütün eksikliklerden münezzehtir, uzaktır.' der.


Allahu Teala, Hz. Hızır aleyhisselama, 'Ona öyle davranma, seni kulumu eleştiresin diye göndermedim, Beni nasıl sevdiğini gör diye gönderdim' şeklinde bir haber verir. Hz. Hızır, çobanı eleştirdiğine pişman olur. Çobana iyilikte bulunmak amacıyla nasıl namaz kıldığını sorar. Çoban: 'Ak koyun, kara koyun, alnımı nereye koyayım der, secde ederim' diyerek yanıtlar. Hz. Hızır, öyle olmaz, namazın usulü vardır diyerek çobana namazdaki duaları, sureleri ve namazın nasıl kılınacağını öğretir.

Hz. Hızır, çobanın yanından ayrılır, denize ulaştığında bir tekneye binerek yol almaya yeni başladığı bir sırada çobanı görür. Çoban nasıl namaz kılınacağı hakkında unuttuklarını sormak üzere Hz. Hızır'ın peşine düşmüştür. Çoban denize vardığında suyun üzerinde yürüyerek tekneye yaklaşmaya başlar, Hz. Hızır'a ulaştığında 'Oturuşta hangi dua okunacaktı, namaz nasıl kılınacaktı, baştan tekrar anlatır mısın?' diye sorar. Çobanın gösterdiği keramet karşısında Hz. Hızır: "Sen bildiğin gibi kıl" yanıtını verir.


Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM Kıssadan Hisseler