Sureler (İsim) Sureler (No.) Kökler  Yardım
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
16 farklı meali görmek için lütfen ayet numarasına tıklayınız
1.
[56:1]
iẕâ veḳa`ati-lvâḳi`ah.إذا وقعت الواقعة
إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
Elmalılı H. Yazır Olacak vak'a olduğu zaman
Yusuf AliWhen the Event inevitable cometh to pass,
 Words|إذا - When| وقعت - occurs| الواقعة - the Event,|
2.
[56:2]
leyse livaḳ`atihâ kâẕibeh.ليس لوقعتها كاذبة
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ
Elmalılı H. Yazır Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.
Yusuf AliThen will no (soul) entertain falsehood concerning its coming.
 Words|ليس - Not| لوقعتها - at its occurrence| كاذبة - a denial|
3.
[56:3]
ḫâfiḍatür râfi`ah.خافضة رافعة
خَافِضَةٌ رَّافِعَةٌ
Elmalılı H. Yazır O, alçaltıcıdır, yükselticidir.
Yusuf Ali(Many) will it bring low; (many) will it exalt;
 Words|خافضة - Bringing down,| رافعة - raising up,|
4.
[56:4]
iẕâ rucceti-l'arḍu raccâ.إذا رجت الأرض رجا
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا
Elmalılı H. Yazır Yer şiddetle sarsıldığı
Yusuf AliWhen the earth shall be shaken to its depths,
 Words|إذا - When| رجت - will be shaken| الأرض - the earth| رجا - (with) a shaking,|
5.
[56:5]
vebüsseti-lcibâlü bessâ.وبست الجبال بسا
وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا
Elmalılı H. Yazır Dağlar serpildikçe serpildiği
Yusuf AliAnd the mountains shall be crumbled to atoms,
 Words|وبست - And will be crumbled| الجبال - the mountains| بسا - (with awful) crumbling.|
6.
[56:6]
fekânet hebâem mümbeŝŝâ.فكانت هباء منبثا
فَكَانَتْ هَبًَاء مُّنبَثًّا
Elmalılı H. Yazır Dağılıp toz duman haline geldiği
Yusuf AliBecoming dust scattered abroad,
 Words|فكانت - So they become| هباء - dust particles| منبثا - dispersing.|
7.
[56:7]
veküntüm ezvâcen ŝelâŝeh.وكنتم أزواجا ثلاثة
وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً
Elmalılı H. Yazır Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman
Yusuf AliAnd ye shall be sorted out into three classes.
 Words|وكنتم - And you will become| أزواجا - kinds| ثلاثة - three.|
8.
[56:8]
feaṣḥâbü-lmeymeneti mâ aṣḥâbü-lmeymeneh.فأصحاب الميمنة ما أصحاب الميمنة
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
Elmalılı H. Yazır Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar!
Yusuf AliThen (there will be) the Companions of the Right Hand;- What will be the Companions of the Right Hand?
 Words|فأصحاب - Then (the) companions| الميمنة - (of) the right,| ما - what| أصحاب - (are the) companions| الميمنة - (of) the right?|
9.
[56:9]
veaṣḥâbü-lmeş'emeti mâ aṣḥâbü-lmeş'emeh.وأصحاب المشأمة ما أصحاب المشأمة
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Elmalılı H. Yazır Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar!
Yusuf AliAnd the Companions of the Left Hand,- what will be the Companions of the Left Hand?
 Words|وأصحاب - And (the) companions| المشأمة - (of) the left,| ما - what| أصحاب - (are the) companions| المشأمة - (of) the left?|
10.
[56:10]
vessâbiḳûne-ssâbiḳûn.والسابقون السابقون
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ
Elmalılı H. Yazır Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler.
Yusuf AliAnd those Foremost (in Faith) will be Foremost (in the Hereafter).
 Words|والسابقون - And the foremost| السابقون - (are) the foremost,|
11.
[56:11]
ülâike-lmüḳarrabûn.أولئك المقربون
أُوْلَئِكَ الْمُقَرَّبُونَ
Elmalılı H. Yazır İşte o yaklaştırılanlar,
Yusuf AliThese will be those Nearest to Allah:
 Words|أولئك - Those| المقربون - (are) the nearest ones.|
12.
[56:12]
fî cennâti-nne`îm.في جنات النعيم
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Elmalılı H. Yazır Nimet cennetlerindedirler.
Yusuf AliIn Gardens of Bliss:
 Words|في - In| جنات - Gardens| النعيم - (of) Pleasure,|
13.
[56:13]
ŝülletüm mine-l'evvelîn.ثلة من الأولين
ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı H. Yazır Çoğu önceki ümmetlerden,
Yusuf AliA number of people from those of old,
 Words|ثلة - A company| من - of| الأولين - the former (people),|
14.
[56:14]
veḳalîlüm mine-l'âḫirîn.وقليل من الآخرين
وَقَلِيلٌ مِّنَ الْآخِرِينَ
Elmalılı H. Yazır Birazı da sonrakilerden.
Yusuf AliAnd a few from those of later times.
 Words|وقليل - And a few| من - of| الآخرين - the later (people),|
15.
[56:15]
`alâ sürurim mevḍûneh.على سرر موضونة
عَلَى سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ
Elmalılı H. Yazır (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
Yusuf Ali(They will be) on Thrones encrusted (with gold and precious stones),
 Words|على - On| سرر - thrones| موضونة - decorated,|
16.
[56:16]
müttekiîne `aleyhâ müteḳâbilîn.متكئين عليها متقابلين
مُتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ
Elmalılı H. Yazır Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.
Yusuf AliReclining on them, facing each other.
 Words|متكئين - Reclining,| عليها - on them| متقابلين - facing each other.|
17.
[56:17]
yeṭûfü `aleyhim vildânüm müḫalledûn.يطوف عليهم ولدان مخلدون
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ
Elmalılı H. Yazır Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.
Yusuf AliRound about them will (serve) youths of perpetual (freshness),
 Words|يطوف - Will circulate| عليهم - among them| ولدان - boys| مخلدون - immortal,|
18.
[56:18]
biekvâbiv veebârîḳa veke'sim mim me`în.بأكواب وأباريق وكأس من معين
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ
Elmalılı H. Yazır Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.
Yusuf AliWith goblets, (shining) beakers, and cups (filled) out of clear-flowing fountains:
 Words|بأكواب - With vessels| وأباريق - and jugs| وكأس - and a cup| من - from| معين - a flowing stream,|
19.
[56:19]
lâ yüṣadde`ûne `anhâ velâ yünzifûn.لا يصدعون عنها ولا ينزفون
لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَ
Elmalılı H. Yazır Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
Yusuf AliNo after-ache will they receive therefrom, nor will they suffer intoxication:
 Words|لا - Not| يصدعون - they will get headache| عنها - therefrom| ولا - and not| ينزفون - they will get intoxicated|
20.
[56:20]
vefâkihetim mimmâ yeteḫayyerûn.وفاكهة مما يتخيرون
وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ
Elmalılı H. Yazır Beğendikleri meyvalar,
Yusuf AliAnd with fruits, any that they may select:
 Words|وفاكهة - And fruits| مما - of what| يتخيرون - they select,|
21.
[56:21]
velaḥmi ṭayrim mimmâ yeştehûn.ولحم طير مما يشتهون
وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ
Elmalılı H. Yazır Canlarının çektiği kuş etleri,
Yusuf AliAnd the flesh of fowls, any that they may desire.
 Words|ولحم - And (the) flesh| طير - (of) fowls| مما - of what| يشتهون - they desire.|
22.
[56:22]
veḥûrun `în.وحور عين
وَحُورٌ عِينٌ
Elmalılı H. Yazır İri gözlü hûriler,
Yusuf AliAnd (there will be) Companions with beautiful, big, and lustrous eyes,-
 Words|وحور - And fair ones| عين - (with) large eyes,|
23.
[56:23]
keemŝâli-llü'lüi-lmeknûn.كأمثال اللؤلؤ المكنون
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ
Elmalılı H. Yazır Saklı inciler gibi,
Yusuf AliLike unto Pearls well-guarded.
 Words|كأمثال - Like| اللؤلؤ - pearls| المكنون - well-protected,|
24.
[56:24]
cezâem bimâ kânû ya`melûn.جزاء بما كانوا يعملون
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Elmalılı H. Yazır Yaptıklarına karşılık olarak verilir.
Yusuf AliA Reward for the deeds of their past (life).
 Words|جزاء - A reward| بما - for what| كانوا - they used (to)| يعملون - do.|
25.
[56:25]
lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ te'ŝîmâ.لا يسمعون فيها لغوا ولا تأثيما
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا
Elmalılı H. Yazır Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.
Yusuf AliNot frivolity will they hear therein, nor any taint of ill,-
 Words|لا - Not| يسمعون - they will hear| فيها - therein| لغوا - vain talk| ولا - and not| تأثيما - sinful (speech),|
26.
[56:26]
illâ ḳîlen selâmen selâmâ.إلا قيلا سلاما سلاما
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا
Elmalılı H. Yazır Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır.
Yusuf AliOnly the saying, "Peace! Peace".
 Words|إلا - Except| قيلا - a saying,| سلاما - "Peace,| سلاما - Peace."|
27.
[56:27]
veaṣḥâbü-lyemîni mâ aṣḥâbü-lyemîn.وأصحاب اليمين ما أصحاب اليمين
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ
Elmalılı H. Yazır Sağın adamları, nedir o sağın adamları!
Yusuf AliThe Companions of the Right Hand,- what will be the Companions of the Right Hand?
 Words|وأصحاب - And (the) companions| اليمين - (of) the right,| ما - what| أصحاب - (are the) companions| اليمين - (of) the right?|
28.
[56:28]
fî sidrim maḫḍûd.في سدر مخضود
فِي سِدْرٍ مَّخْضُودٍ
Elmalılı H. Yazır Dalbastı kirazlar,
Yusuf Ali(They will be) among Lote-trees without thorns,
 Words|في - Among| سدر - lote trees| مخضود - thornless,|
29.
[56:29]
veṭalḥim menḍûd.وطلح منضود
وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ
Elmalılı H. Yazır Meyva dizili muzlar,
Yusuf AliAmong Talh trees with flowers (or fruits) piled one above another,-
 Words|وطلح - And banana trees| منضود - layered,|
30.
[56:30]
veżillim memdûd.وظل ممدود
وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ
Elmalılı H. Yazır Uzamış gölgeler,
Yusuf AliIn shade long-extended,
 Words|وظل - And shade| ممدود - extended,|
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
16 farklı meali görmek için lütfen ayet numarasına tıklayınız
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz.
Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız.
   Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir. - IP Numaranız: 3.15.42.238