Sureler (İsim) Sureler (No.) Kökler  Yardım
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
16 farklı meali görmek için lütfen ayet numarasına tıklayınız
1.
[74:1]
yâ eyyühe-lmüddeŝŝir.يا أيها المدثر
يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ
Elmalılı H. Yazır Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)!
Yusuf AliO thou wrapped up (in the mantle)!
 Words|يا - O| أيها - O you| المدثر - who covers himself!|
2.
[74:2]
ḳum feenẕir.قم فأنذر
قُمْ فَأَنذِرْ
Elmalılı H. Yazır Kalk artık uyar.
Yusuf AliArise and deliver thy warning!
 Words|قم - Stand up| فأنذر - and warn,|
3.
[74:3]
verabbeke fekebbir.وربك فكبر
وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ
Elmalılı H. Yazır Sadece Rabbini yücelt.
Yusuf AliAnd thy Lord do thou magnify!
 Words|وربك - And your Lord| فكبر - magnify,|
4.
[74:4]
veŝiyâbeke feṭahhir.وثيابك فطهر
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ
Elmalılı H. Yazır Elbiseni temizle.
Yusuf AliAnd thy garments keep free from stain!
 Words|وثيابك - And your clothing| فطهر - purify,|
5.
[74:5]
verrucze fehcür.والرجز فاهجر
وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ
Elmalılı H. Yazır Pislikten sakın.
Yusuf AliAnd all abomination shun!
 Words|والرجز - And uncleanliness| فاهجر - avoid,|
6.
[74:6]
velâ temnün testekŝir.ولا تمنن تستكثر
وَلَا تَمْنُن تَسْتَكْثِرُ
Elmalılı H. Yazır Yaptığını çok görerek başa kakma.
Yusuf AliNor expect, in giving, any increase (for thyself)!
 Words|ولا - And (do) not| تمنن - confer favor| تستكثر - (to) acquire more,|
7.
[74:7]
velirabbike faṣbir.ولربك فاصبر
وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْ
Elmalılı H. Yazır Rabbin için sabret.
Yusuf AliBut, for thy Lord's (Cause), be patient and constant!
 Words|ولربك - And for your Lord| فاصبر - be patient.|
8.
[74:8]
feiẕâ nüḳira fi-nnâḳûr.فإذا نقر في الناقور
فَإِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِ
Elmalılı H. Yazır O sûra üflendiği zaman,
Yusuf AliFinally, when the Trumpet is sounded,
 Words|فإذا - Then when| نقر - is blown| في - in| الناقور - the trumpet,|
9.
[74:9]
feẕâlike yevmeiẕiy yevmün `asîr.فذلك يومئذ يوم عسير
فَذَلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَسِيرٌ
Elmalılı H. Yazır İşte o gün pek zorlu bir gündür.
Yusuf AliThat will be- that Day - a Day of Distress,-
 Words|فذلك - That| يومئذ - Day,| يوم - (will be) a Day| عسير - difficult,|
10.
[74:10]
`ale-lkâfirîne gayru yesîr.على الكافرين غير يسير
عَلَى الْكَافِرِينَ غَيْرُ يَسِيرٍ
Elmalılı H. Yazır Kâfirler için hiç kolay değildir.
Yusuf AliFar from easy for those without Faith.
 Words|على - For| الكافرين - the disbelievers -| غير - not| يسير - easy.|
11.
[74:11]
ẕernî vemen ḫalaḳtü veḥîdâ.ذرني ومن خلقت وحيدا
ذَرْنِي وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا
Elmalılı H. Yazır Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak.
Yusuf AliLeave Me alone, (to deal) with the (creature) whom I created (bare and) alone!-
 Words|ذرني - Leave Me| ومن - and whom| خلقت - I created| وحيدا - alone,|
12.
[74:12]
vece`altü lehû mâlem memdûdâ.وجعلت له مالا ممدودا
وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَّمْدُودًا
Elmalılı H. Yazır Hem ona bol servet verdim.
Yusuf AliTo whom I granted resources in abundance,
 Words|وجعلت - And I granted| له - to him| مالا - wealth| ممدودا - extensive,|
13.
[74:13]
vebenîne şühûdâ.وبنين شهودا
وَبَنِينَ شُهُودًا
Elmalılı H. Yazır Hem göz önünde oğullar verdim.
Yusuf AliAnd sons to be by his side!-
 Words|وبنين - And children| شهودا - present,|
14.
[74:14]
vemehhettü lehû temhîdâ.ومهدت له تمهيدا
وَمَهَّدتُّ لَهُ تَمْهِيدًا
Elmalılı H. Yazır Hem ona büyük imkânlar sağladım.
Yusuf AliTo whom I made (life) smooth and comfortable!
 Words|ومهدت - And I spread| له - for him,| تمهيدا - ease.|
15.
[74:15]
ŝümme yaṭme`u en ezîd.ثم يطمع أن أزيد
ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ
Elmalılı H. Yazır Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım.
Yusuf AliYet is he greedy-that I should add (yet more);-
 Words|ثم - Then| يطمع - he desires| أن - that| أزيد - I (should) add more.|
16.
[74:16]
kellâ. innehû kâne liâyâtinâ `anîdâ.كلا إنه كان لآياتنا عنيدا
كَلَّا إِنَّهُ كَانَ لِآيَاتِنَا عَنِيدًا
Elmalılı H. Yazır Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Yusuf AliBy no means! For to Our Signs he has been refractory!
 Words|كلا - By no means!| إنه - Indeed, he| كان - has been| لآياتنا - to Our Verses| عنيدا - stubborn.|
17.
[74:17]
seürhiḳuhû ṣa`ûdâ.سأرهقه صعودا
سَأُرْهِقُهُ صَعُودًا
Elmalılı H. Yazır Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
Yusuf AliSoon will I visit him with a mount of calamities!
 Words|سأرهقه - Soon I will cover Him| صعودا - (with) a laborious punishment.|
18.
[74:18]
innehû fekkera veḳaddera.إنه فكر وقدر
إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
Elmalılı H. Yazır Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.
Yusuf AliFor he thought and he plotted;-
 Words|إنه - Indeed, he| فكر - thought| وقدر - and plotted.|
19.
[74:19]
feḳutile keyfe ḳaddera.فقتل كيف قدر
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
Elmalılı H. Yazır Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti.
Yusuf AliAnd woe to him! How he plotted!-
 Words|فقتل - So may he be destroyed,| كيف - how| قدر - he plotted!|
20.
[74:20]
ŝümme ḳutile keyfe ḳaddera.ثم قتل كيف قدر
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
Elmalılı H. Yazır Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.
Yusuf AliYea, Woe to him; How he plotted!-
 Words|ثم - Then| قتل - may he be destroyed,| كيف - how| قدر - he plotted!|
21.
[74:21]
ŝümme neżara.ثم نظر
ثُمَّ نَظَرَ
Elmalılı H. Yazır Sonra baktı.
Yusuf AliThen he looked round;
 Words|ثم - Then| نظر - he looked;|
22.
[74:22]
ŝümme `abese vebesera.ثم عبس وبسر
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
Elmalılı H. Yazır Sonra kaşını çattı, surat astı.
Yusuf AliThen he frowned and he scowled;
 Words|ثم - Then| عبس - he frowned| وبسر - and scowled;|
23.
[74:23]
ŝümme edbera vestekbera.ثم أدبر واستكبر
ثُمَّ أَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَ
Elmalılı H. Yazır Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı.
Yusuf AliThen he turned back and was haughty;
 Words|ثم - Then| أدبر - he turned back| واستكبر - and was proud,|
24.
[74:24]
feḳâle in hâẕâ illâ siḥruy yü'ŝer.فقال إن هذا إلا سحر يؤثر
فَقَالَ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ
Elmalılı H. Yazır "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir."
Yusuf AliThen said he: "This is nothing but magic, derived from of old;
 Words|فقال - Then he said,| إن - "Not| هذا - (is) this| إلا - but| سحر - magic| يؤثر - imitated.|
25.
[74:25]
in hâẕâ illâ ḳavlü-lbeşer.إن هذا إلا قول البشر
إِنْ هَذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ
Elmalılı H. Yazır "Bu, sadece bir insan sözüdür."
Yusuf Ali"This is nothing but the word of a mortal!"
 Words|إن - Not| هذا - (is) this| إلا - but| قول - (the) word| البشر - (of) a human being."|
26.
[74:26]
seuṣlîhi seḳara.سأصليه سقر
سَأُصْلِيهِ سَقَرَ
Elmalılı H. Yazır Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım.
Yusuf AliSoon will I cast him into Hell-Fire!
 Words|سأصليه - Soon I will drive him| سقر - (into) Hell.|
27.
[74:27]
vemâ edrâke mâ seḳar.وما أدراك ما سقر
وَمَا أَدْرَاكَ مَا سَقَرُ
Elmalılı H. Yazır Bilir misin sen, nedir o sekar?
Yusuf AliAnd what will explain to thee what Hell-Fire is?
 Words|وما - And what| أدراك - can make you know| ما - what| سقر - (is) Hell?|
28.
[74:28]
lâ tübḳî velâ teẕer.لا تبقي ولا تذر
لَا تُبْقِي وَلَا تَذَرُ
Elmalılı H. Yazır Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.
Yusuf AliNaught doth it permit to endure, and naught doth it leave alone!-
 Words|لا - Not| تبقي - it lets remain| ولا - and not| تذر - it leaves,|
29.
[74:29]
levvâḥatül lilbeşer.لواحة للبشر
لَوَّاحَةٌ لِّلْبَشَرِ
Elmalılı H. Yazır Durmadan derileri kavurur.
Yusuf AliDarkening and changing the colour of man!
 Words|لواحة - Scorching| للبشر - the human (skin).|
30.
[74:30]
`aleyhâ tis`ate `aşer.عليها تسعة عشر
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ
Elmalılı H. Yazır Üzerinde ondokuz (melek) vardır.
Yusuf AliOver it are Nineteen.
 Words|عليها - Over it| تسعة - (are) nine-| عشر - -teen.|
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
16 farklı meali görmek için lütfen ayet numarasına tıklayınız
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz.
Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız.
   Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir. - IP Numaranız: 18.191.23.195