Sureler (İsim) Sureler (No.) Kökler  Yardım
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
16 farklı meali görmek için lütfen ayet numarasına tıklayınız
1.
[92:1]
velleyli iẕâ yagşâ.والليل إذا يغشى
وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى
Elmalılı H. Yazır Örttüğü zaman geceye,
Yusuf AliBy the Night as it conceals (the light);
 Words|والليل - By the night| إذا - when| يغشى - it covers,|
2.
[92:2]
vennehâri iẕâ tecellâ.والنهار إذا تجلى
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّى
Elmalılı H. Yazır Açıldığı zaman gündüze,
Yusuf AliBy the Day as it appears in glory;
 Words|والنهار - And the day| إذا - when| تجلى - it shines in brightness,|
3.
[92:3]
vemâ ḫaleḳa-ẕẕekera vel'ünŝâ.وما خلق الذكر والأنثى
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى
Elmalılı H. Yazır Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki,
Yusuf AliBy (the mystery of) the creation of male and female;-
 Words|وما - And He Who| خلق - created| الذكر - the male| والأنثى - and the female,|
4.
[92:4]
inne sa`yeküm leşettâ.إن سعيكم لشتى
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى
Elmalılı H. Yazır Gerçekten sizin işiniz başka başkadır.
Yusuf AliVerily, (the ends) ye strive for are diverse.
 Words|إن - Indeed,| سعيكم - your efforts| لشتى - (are) surely diverse.|
5.
[92:5]
feemmâ men a`ṭâ vetteḳâ.فأما من أعطى واتقى
فَأَمَّا مَن أَعْطَى وَاتَّقَى
Elmalılı H. Yazır Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,
Yusuf AliSo he who gives (in charity) and fears (Allah),
 Words|فأما - Then as for| من - (him) who| أعطى - gives| واتقى - and fears,|
6.
[92:6]
veṣaddeḳa bilḥusnâ.وصدق بالحسنى
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى
Elmalılı H. Yazır Ve en güzel olanı doğrularsa,
Yusuf AliAnd (in all sincerity) testifies to the best,-
 Words|وصدق - And believes| بالحسنى - in the best,|
7.
[92:7]
fesenüyessiruhû lilyüsrâ.فسنيسره لليسرى
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى
Elmalılı H. Yazır Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız.
Yusuf AliWe will indeed make smooth for him the path to Bliss.
 Words|فسنيسره - Then We will ease him| لليسرى - towards [the] ease.|
8.
[92:8]
veemmâ mem beḫile vestagnâ.وأما من بخل واستغنى
وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَى
Elmalılı H. Yazır Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.
Yusuf AliBut he who is a greedy miser and thinks himself self-sufficient,
 Words|وأما - But as for| من - (him) who| بخل - withholds| واستغنى - and considers himself free from need,|
9.
[92:9]
vekeẕẕebe bilḥusnâ.وكذب بالحسنى
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى
Elmalılı H. Yazır Ve en güzeli de yalanlarsa,
Yusuf AliAnd gives the lie to the best,-
 Words|وكذب - And denies| بالحسنى - the best,|
10.
[92:10]
fesenüyessiruhû lil`usrâ.فسنيسره للعسرى
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى
Elmalılı H. Yazır Onu da en zor yola hazırlarız.
Yusuf AliWe will indeed make smooth for him the path to Misery;
 Words|فسنيسره - Then We will ease him| للعسرى - towards [the] difficulty.|
11.
[92:11]
vemâ yugnî `anhü mâlühû iẕâ teraddâ.وما يغني عنه ماله إذا تردى
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى
Elmalılı H. Yazır Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.
Yusuf AliNor will his wealth profit him when he falls headlong (into the Pit).
 Words|وما - And not| يغني - will avail| عنه - him| ماله - his wealth| إذا - when| تردى - he falls.|
12.
[92:12]
inne `aleynâ lelhüdâ.إن علينا للهدى
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَى
Elmalılı H. Yazır Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.
Yusuf AliVerily We take upon Ourselves to guide,
 Words|إن - Indeed,| علينا - upon Us| للهدى - (is) the guidance.|
13.
[92:13]
veinne lenâ lel'âḫirate vel'ûlâ.وإن لنا للآخرة والأولى
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَى
Elmalılı H. Yazır Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir.
Yusuf AliAnd verily unto Us (belong) the End and the Beginning.
 Words|وإن - And indeed,| لنا - for Us| للآخرة - (is) the Hereafter| والأولى - and the first (life).|
14.
[92:14]
feenẕertüküm nâran teleżżâ.فأنذرتكم نارا تلظى
فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّى
Elmalılı H. Yazır Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.
Yusuf AliTherefore do I warn you of a Fire blazing fiercely;
 Words|فأنذرتكم - So I warn you| نارا - (of) a Fire| تلظى - blazing,|
15.
[92:15]
lâ yaṣlâhâ ille-l'eşḳâ.لا يصلاها إلا الأشقى
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى
Elmalılı H. Yazır Ona ancak en azgın olan girer.
Yusuf AliNone shall reach it but those most unfortunate ones
 Words|لا - Not| يصلاها - will burn (in) it| إلا - except| الأشقى - the most wretched,|
16.
[92:16]
elleẕî keẕẕebe vetevellâ.الذي كذب وتولى
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى
Elmalılı H. Yazır Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür.
Yusuf AliWho give the lie to Truth and turn their backs.
 Words|الذي - The one who| كذب - denied| وتولى - and turned away.|
17.
[92:17]
veseyücennebühe-l'etḳâ.وسيجنبها الأتقى
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى
Elmalılı H. Yazır En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır.
Yusuf AliBut those most devoted to Allah shall be removed far from it,-
 Words|وسيجنبها - But will be removed from it| الأتقى - the righteous,|
18.
[92:18]
elleẕî yü'tî mâlehû yetezekkâ.الذي يؤتي ماله يتزكى
الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّى
Elmalılı H. Yazır O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.
Yusuf AliThose who spend their wealth for increase in self-purification,
 Words|الذي - The one who| يؤتي - gives| ماله - his wealth| يتزكى - (to) purify himself,|
19.
[92:19]
vemâ lieḥadin `indehû min ni`metin tüczâ.وما لأحد عنده من نعمة تجزى
وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَى
Elmalılı H. Yazır Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.
Yusuf AliAnd have in their minds no favour from anyone for which a reward is expected in return,
 Words|وما - And not| لأحد - for anyone| عنده - with him| من - any| نعمة - favor| تجزى - to be recompensed|
20.
[92:20]
ille-btigâe vechi rabbihi-l'a`lâ.إلا ابتغاء وجه ربه الأعلى
إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَى
Elmalılı H. Yazır O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
Yusuf AliBut only the desire to seek for the Countenance of their Lord Most High;
 Words|إلا - Except| ابتغاء - seeking| وجه - (the) Countenance| ربه - (of) his Lord,| الأعلى - the Most High.|
21.
[92:21]
velesevfe yerḍâ.ولسوف يرضى
وَلَسَوْفَ يَرْضَى
Elmalılı H. Yazır Elbette yakında kendisi de hoşnut olacaktır.
Yusuf AliAnd soon will they attain (complete) satisfaction.
 Words|ولسوف - And soon, surely| يرضى - he will be pleased.|
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
16 farklı meali görmek için lütfen ayet numarasına tıklayınız
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz.
Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız.
   Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir. - IP Numaranız: 52.14.44.39