1. [12:73] | ḳâlû tellâhi leḳad `alimtüm mâ ci'nâ linüfside fi-l'arḍi vemâ künnâ sâriḳîn. | قالوا تالله لقد علمتم ما جئنا لنفسد في الأرض وما كنا سارقين قَالُواْ تَاللّهِ لَقَدْ عَلِمْتُم مَّا جِئْنَا لِنُفْسِدَ فِي الْأَرْضِ وَمَا كُنَّا سَارِقِينَ |
---|
Elmalılı | "Allah'a yemin ederiz ki," dediler, "Muhakkak siz de anlamışsınızdır ya, biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik. Biz hırsız da değiliz." |
Y. Ali | (The brothers) said: "By Allah! well ye know that we came not to make mischief in the land, and we are no thieves!"
|
Words | | |
2. [12:85] | ḳâlû tellâhi tefteü teẕküru yûsüfe ḥattâ tekûne ḥaraḍan ev tekûne mine-lhâlikîn. | قالوا تالله تفتأ تذكر يوسف حتى تكون حرضا أو تكون من الهالكين قَالُواْ تَاللهِ تَفْتَأُ تَذْكُرُ يُوسُفَ حَتَّى تَكُونَ حَرَضًا أَوْ تَكُونَ مِنَ الْهَالِكِينَ |
---|
Elmalılı | Dediler ki: "Hâlâ Yusuf'u sayıklayıp duruyorsun. Allah'a yemin ederiz ki, sonunda eriyip gideceksin, tükenip helak olacaksın. Hayret doğrusu!" |
Y. Ali | They said: "By Allah! (never) wilt thou cease to remember Joseph until thou reach the last extremity of illness, or until thou die!"
|
Words | | |
3. [12:91] | ḳâlû tellâhi leḳad âŝerake-llâhü `aleynâ vein künnâ leḫâṭiîn. | قالوا تالله لقد آثرك الله علينا وإن كنا لخاطئين قَالُواْ تَاللّهِ لَقَدْ آثَرَكَ اللّهُ عَلَيْنَا وَإِن كُنَّا لَخَاطِئِينَ |
---|
Elmalılı | Dediler ki: "Allah'a yemin olsun, Allah seni bize üstün kıldı. Biz gerçekten de büyük hata işlemiştik". |
Y. Ali | They said: "By Allah! indeed has Allah preferred thee above us, and we certainly have been guilty of sin!"
|
Words | | |
4. [12:95] | ḳâlû tellâhi inneke lefî ḍalâlike-lḳadîm. | قالوا تالله إنك لفي ضلالك القديم قَالُواْ تَاللّهِ إِنَّكَ لَفِي ضَلاَلِكَ الْقَدِيمِ |
---|
Elmalılı | Dediler ki: "Vallahi sen hâlâ o eski şaşkınlığındasın." |
Y. Ali | They said: "By Allah! truly thou art in thine old wandering mind."
|
Words | | |
5. [16:56] | veyec`alûne limâ lâ ya`lemûne neṣîbem mimmâ razaḳnâhüm. tellâhi letüs'elünne `ammâ küntüm tefterûn. | ويجعلون لما لا يعلمون نصيبا مما رزقناهم تالله لتسألن عما كنتم تفترون وَيَجْعَلُونَ لِمَا لاَ يَعْلَمُونَ نَصِيبًا مِّمَّا رَزَقْنَاهُمْ تَاللّهِ لَتُسْأَلُنَّ عَمَّا كُنتُمْ تَفْتَرُونَ |
---|
Elmalılı | Bir de müşrikler kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz. |
Y. Ali | And they (even) assign, to things they do not know, a portion out of that which We have bestowed for their sustenance! By Allah, ye shall certainly be called to account for your false inventions.
|
Words | | |
6. [16:63] | tellâhi leḳad erselnâ ilâ ümemim min ḳablike fezeyyene lehümü-şşeyṭânü a`mâlehüm fehüve veliyyühümü-lyevme velehüm `aẕâbün elîm. | تالله لقد أرسلنا إلى أمم من قبلك فزين لهم الشيطان أعمالهم فهو وليهم اليوم ولهم عذاب أليم تَاللّهِ لَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَى أُمَمٍ مِّن قَبْلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ الْيَوْمَ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ |
---|
Elmalılı | Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki şeytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için acı bir azab vardır. |
Y. Ali | By Allah, We (also) sent (Our messengers) to Peoples before thee; but Satan made, (to the wicked), their own acts seem alluring: He is also their patron today, but they shall have a most grievous penalty.
|
Words | | |
7. [26:97] | tellâhi in künnâ lefî ḍalâlim mübîn. | تالله إن كنا لفي ضلال مبين تَاللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | "Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz." |
Y. Ali | "'By Allah, we were truly in an error manifest,
|
Words | | |
8. [37:56] | ḳâle tellâhi in kitte letürdîn. | قال تالله إن كدت لتردين قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدتَّ لَتُرْدِينِ |
---|
Elmalılı | Ona şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin." |
Y. Ali | He said: "By Allah! thou wast little short of bringing me to perdition!
|
Words | | |