1. [64:7] | za`ame-lleẕîne keferû el ley yüb`aŝû. ḳul belâ verabbî letüb`aŝünne ŝümme letünebbeünne bimâ `amiltüm. veẕâlike `ale-llâhi yesîr. | زعم الذين كفروا أن لن يبعثوا قل بلى وربي لتبعثن ثم لتنبؤن بما عملتم وذلك على الله يسير زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَن لَّن يُبْعَثُوا قُلْ بَلَى وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ وَذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ |
---|
Elmalılı | İnkâr edenler, katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Hayır! Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır". |
Y. Ali | The Unbelievers think that they will not be raised up (for Judgment). Say: "Yea, By my Lord, Ye shall surely be raised up: then shall ye be told (the truth) of all that ye did. And that is easy for Allah."
|
Words | | |
2. [72:7] | veennehüm żannû kemâ żanentüm el ley yeb`aŝe-llâhü eḥadâ. | وأنهم ظنوا كما ظننتم أن لن يبعث الله أحدا وَأَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَبْعَثَ اللَّهُ أَحَدًا |
---|
Elmalılı | Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek. |
Y. Ali | 'And they (came to) think as ye thought, that Allah would not raise up any one (to Judgment).
|
Words | | |
3. [83:4] | elâ yeżunnü ülâike ennehüm meb`ûŝûn. | ألا يظن أولئك أنهم مبعوثون أَلَا يَظُنُّ أُولَئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ |
---|
Elmalılı | Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? |
Y. Ali | Do they not think that they will be called to account?-
|
Words | | |
4. [91:12] | iẕi-mbe`aŝe eşḳâhâ. | إذ انبعث أشقاها إِذِ انبَعَثَ أَشْقَاهَا |
---|
Elmalılı | En azgınları ileri atılınca, |
Y. Ali | Behold, the most wicked man among them was deputed (for impiety).
|
Words | | |