1. [15:18] | illâ meni-steraḳa-ssem`a feetbe`ahû şihâbüm mübîn. | إلا من استرق السمع فأتبعه شهاب مبين إِلاَّ مَنِ اسْتَرَقَ السَّمْعَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | Ancak kulak hırsızlığı eden şeytan hariç, onu apaçık bir alev sütunu takip eder. |
Y. Ali | But any that gains a hearing by stealth, is pursued by a flaming fire, bright (to see).
|
Words | | إلا - Except| من - (one) who| استرق - steals| السمع - the hearing,| فأتبعه - then follows him| شهاب - a burning flame| مبين - clear.| |
Pickthal | Save him who stealeth the hearing, and them doth a clear flame pursue. |
Arberry | excepting such as listens by stealth -- and he is pursued by a manifest flame. |
Shakir | But he who steals a hearing, so there follows him a visible flame. |
Free Minds | Except he who manages to eavesdrop, he will be pursued clearly by a flaming meteor. |
Qaribullah | Except for he who steals the listening and is then pursued by a visible flame. |
Asad | so that anyone who seeks to learn [the unknowable] by stealth is pursued by a flame clear to see." |
Diyanet Vakfı | Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür. |
Diyanet | Fakat kulak hırsızlığı yapan olursa, parlak bir ateş onu kovalar. |
Edip Yüksel | Ancak onlardan kulak hırsızlığı eden olursa onu alevli bir ateş mermisi kovalar |
Suat Yıldırım | Gerçekten Biz, gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için yıldızlarla süsledik.Hem onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı edenler olursa, onu da parlak bir ışık kovalar. [25,61; 85,1; 26,212; 37,8-10] {KM, Luka 10,18} |
Yaşar Nuri Öztürk | Ancak kulak hırsızlığı eden olur; onun peşine de parlak bir ateş alevi düşer. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ancak hırsızlama bir şey duymaya kalkışan olursa onun da ardından apaçık görünen bir ateş yalımıdır gönderdik. |
Ali Bulaç | Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa, onu da parlak bir ateş izler. |
Süleyman Ateş | Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da parlak bir ışın kovalar. |
Önceki [15:17]< >[15:19] Sonraki |