1. [17:5] | feiẕâ câe va`dü ûlâhümâ be`aŝnâ `aleyküm `ibâdel lenâ ülî be'sin şedîdin fecâsû ḫilâle-ddiyâr. vekâne va`dem mef`ûlâ. | فإذا جاء وعد أولاهما بعثنا عليكم عبادا لنا أولي بأس شديد فجاسوا خلال الديار وكان وعدا مفعولا فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولاَهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَّنَا أُوْلِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُواْ خِلاَلَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْدًا مَّفْعُولاً |
---|
Elmalılı | Birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir vaad idi. | Y. Ali | When the first of the warnings came to pass, We sent against you Our servants given to terrible warfare: They entered the very inmost parts of your homes; and it was a warning (completely) fulfilled.
| Words | | فإذا - So when| جاء - came| وعد - (the) promise| أولاهما - (for) the first of the two,| بعثنا - We raised| عليكم - against you| عبادا - servants| لنا - of Ours| أولي - those of great military might| بأس - those of great military might| شديد - those of great military might| فجاسوا - and they entered| خلال - the inner most part| الديار - (of) the homes,| وكان - and (it) was| وعدا - a promise| مفعولا - fulfilled.| | Pickthal | So when the time for the first of the two came, We roused against you slaves of Ours of great might who ravaged (your) country, and it was a threat performed. | Arberry | So, when the promise of the first of these came to pass, We sent against you servants of Ours, men of great might, and they went through the habitations, and it was a promise performed. | Shakir | So when the promise for the first of the two came, We sent over you Our servants, of mighty prowess, so they went to and fro among the houses, and it was a promise to be accomplished. | Free Minds | So, when the promise of the first one comes to pass, We would send against you servants of Ours who are very powerful, thus they managed to breach your very homes, and this was a promise which has come to pass. | Qaribullah | And when the promise of the first came, We sent against you Our worshipers, those of great might, and they went through the habitations, and the promise was accomplished. | Asad | Hence, when the prediction of the first of those two [periods of iniquity] came true, We sent against you some of Our bondmen of terrible prowess in war, and they wrought havoc throughout the land: and so the prediction was fulfilled.' | Diyanet Vakfı | Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. | Diyanet | "Bu ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketlerinizde her köşeyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir." | Edip Yüksel | "Birincisinin zamanı gelince, büyük güce sahip kullarımızı üstünüze göndeririz. Evlerinize kadar girerek araştırırlar. Gerçekleşmesi gereken bir sözdü bu." | Suat Yıldırım | Onlardan birincisinin vâdesi gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ettik de onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırdılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir vaad idi. | Yaşar Nuri Öztürk | Nihayet, o ikiden birincinin vadesi geldiğinde, üzerinize aşılmaz bir güce sahip kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat idi. | Abdulbaki Gölpınarlı | O iki taşkınlıktan birincisinin mukadder zamanı gelince size, azap etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de yurdunuzun ta içine girip sizi araştırdılar ve bu, yerine getirilen bir vaatti. | Ali Bulaç | Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü. | Süleyman Ateş | Birincisinin zamanı gelince üzerinize çok güçlü kullarımızı gönderdik, evlerin aralarına girip (sizi) araştırdılar. Bu, yapılması gereken bir va'd idi. | Önceki [17:4]< >[17:6] Sonraki |
|