1. [25:12] | iẕâ raethüm mim mekânim be`îdin semi`û lehâ tegayyüżav vezefîrâ. | إذا رأتهم من مكان بعيد سمعوا لها تغيظا وزفيرا إِذَا رَأَتْهُم مِّن مَّكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا |
---|
Elmalılı | Ki, cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler. |
Y. Ali | When it sees them from a place fAr off, they will hear its fury and its ranging sigh.
|
Words | | إذا - When| رأتهم - it sees them| من - from| مكان - a place| بعيد - far,| سمعوا - they will hear| لها - its| تغيظا - raging| وزفيرا - and roaring.| |
Pickthal | When it seeth them from afar, they hear the crackling and the roar thereof. |
Arberry | When it sees them from a far place, they shall hear its bubbling and sighing. |
Shakir | When it shall come into their sight from a distant place, they shall hear its vehement raging and roaring. |
Free Minds | When it sees them from a far place, they hear its raging and roaring. |
Qaribullah | When it sees them from a far off place, they shall hear it raging and sighing. |
Asad | when it shall face them from afar, they will hear its angry roar and its hiss; [Lit., "When it shall see them from a far-off place": a metaphorical allusion, it would seem, to the moment of their death on earth. As in many other instances, we are given here a subtle verbal hint of the allegorical nature of the Quranic descriptions of conditions in the life to come by a rhetorical "transfer" of man's faculty of seeing to the object of his seeing: a usage which Zamakhshari explicitly characterizes as metaphorical (ala sabil al-majaz).] |
Diyanet Vakfı | Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler. |
Diyanet | Bu ateş, onlara uzak bir yerden gözükünce, onun kaynamasını ve uğultusunu işitirler. |
Edip Yüksel | Cehennem onları uzaktan görünce, onun öfkesini ve uğultusunu işitirler. |
Suat Yıldırım | Bu ateş onları, daha uzaktan görünce, onun öfkesinden gürlediğini ve korkunç homurtusunu işitirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | O, onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar onun kaynayan öfkesini ve uğultusunu işitirler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ateş, onları ta uzaktan gördü mü duyacak onlar, ateşin şiddetli kızgınlığını ve harılharıl yanarken çıkardığı sesi. |
Ali Bulaç | (Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler. |
Süleyman Ateş | (Bu ateş) onları uzak bir yerden görünce onlar bunun öfkesini ve homurtusunu işitirler. |
Önceki [25:11]< >[25:13] Sonraki |