1. [26:103] | inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn. | إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ |
---|
Elmalılı | Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır; oysa çokları iman etmiş değillerdir. |
Y. Ali | Verily in this is a Sign but most of them do not believe.
|
Words | | إن - Indeed,| في - in| ذلك - that| لآية - surely is a Sign,| وما - but not| كان - are| أكثرهم - most of them| مؤمنين - believers.| |
Pickthal | Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers! |
Arberry | Surely in that is a sign, yet most of them are not believers. |
Shakir | Most surely there is a sign in this, but most of them do not believe. |
Free Minds | In that is a sign, but most of them are not believers. |
Qaribullah | Surely, in that there is a sign, yet most of them do not believe. |
Asad | In all this, behold, there is a message [unto men], even though most of them will not believe [in it]. |
Diyanet Vakfı | Bunda elbet (alınacak) büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. |
Diyanet | Bunda şüphesiz bir ders vardır ama çoğu inanmamıştır. |
Edip Yüksel | Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz. |
Suat Yıldırım | Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Kuşkusuz, bütün bunlarda mutlaka bir ibret vardır. Ama onların çoğu müminler değil. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz. |
Ali Bulaç | Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler. |
Süleyman Ateş | Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar." |
Önceki [26:102]< >[26:104] Sonraki |