1. [26:182] | vezinû bilḳisṭâsi-lmüsteḳîm. | وزنوا بالقسطاس المستقيم وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَقِيمِ |
---|
Elmalılı | "Ve doğru terazi ile tartın." |
Y. Ali | "And weigh with scales true and upright.
|
Words | | وزنوا - And weigh| بالقسطاس - with a balance,| المستقيم - [the] even.| |
Pickthal | And weigh with the true balance. |
Arberry | and weigh with the straight balance, |
Shakir | And weigh (things) with a right balance, |
Free Minds | "And weigh with the balance that is straight." |
Qaribullah | and weigh with the straight scale, |
Asad | and [in all your dealings] weigh with a true balance, |
Diyanet Vakfı | Doğru terazi ile tartın. |
Diyanet | Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkını azaltmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratandan korkun" dedi. |
Edip Yüksel | "Doğru ölçek ile tartınız." |
Suat Yıldırım | Doğru terazi ile tartın, halkın hakkından bir şey kısmayın.Ülkede bozgunculuk yaparak nizamı bozmayın! |
Yaşar Nuri Öztürk | "Doğru-düzgün terazi ile tartın." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Doğru teraziyle tartın. |
Ali Bulaç | "Dosdoğru olan terazi ile tartın." |
Süleyman Ateş | Doğru terazi ile tartın. |
Önceki [26:181]< >[26:183] Sonraki |