1. [26:57] | feaḫracnâhüm min cennâtiv ve`uyûn. | فأخرجناهم من جنات وعيون فَأَخْرَجْنَاهُم مِّن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ |
---|
Elmalılı | Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan, | Y. Ali | So We expelled them from gardens, springs,
| Words | | فأخرجناهم - So We expelled them| من - from| جنات - gardens| وعيون - and springs,| | Pickthal | Thus did We take them away from gardens and watersprings, | Arberry | So We expelled them from gardens and fountains, | Shakir | So We turned them out of gardens and springs, | Free Minds | So, We evicted them out of gardens and springs. | Qaribullah | As such We expelled them from their gardens and their fountains, | Asad | and so we have [rightly] driven them out of [their] gardens and springs, | Diyanet Vakfı | Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık. | Diyanet | Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık. | Edip Yüksel | Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden, | Suat Yıldırım | Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık. | Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık. | Abdulbaki Gölpınarlı | Derken onları bahçelerden, kaynaklardan sürüp çıkardık. | Ali Bulaç | Böylelikle Biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık; | Süleyman Ateş | Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den. | Önceki [26:56]< >[26:58] Sonraki |
|