1. [33:11] | hünâlike-btüliye-lmü'minûne vezülzilû zilzâlen şedîdâ. | هنالك ابتلي المؤمنون وزلزلوا زلزالا شديدا هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَدِيدًا |
---|
Elmalılı | İşte burada müminler imtihan edilmiş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
Y. Ali | In that situation were the Believers tried: they were shaken as by a tremendous shaking.
|
Words | | هنالك - There -| ابتلي - were tried| المؤمنون - the believers| وزلزلوا - and shaken| زلزالا - (with a) shake| شديدا - severe.| |
Pickthal | There were the believers sorely tried, and shaken with a mighty shock. |
Arberry | there it was that the believers were tried, and shaken most mightily. |
Shakir | There the believers were tried and they were shaken with severe shaking. |
Free Minds | That is when the believers were truly tested; they were severely shaken up. |
Qaribullah | there the believers were tried, they were shaken, a severe quake. |
Asad | [for] there and then were the believers tried, and shaken with a shock severe. |
Diyanet Vakfı | İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı. |
Diyanet | İşte orada, inananlar denenmiş ve çok şiddetli sarsıntıya uğratılmışlardı. |
Edip Yüksel | İnananlar orada denenmiş ve şiddetle sarsılmışlardı. |
Suat Yıldırım | İşte orada müminler çetin bir imtihana tâbi tutulmuş, şiddetle silkelenmiş ve kuvvetli bir şekilde sarsılmışlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir zelzeleyle sarsılmışlardı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | İşte orada, inananlar, bir sınanmaya uğratılmıştı ve adamakıllı da sarsılmışlardı. |
Ali Bulaç | İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı. |
Süleyman Ateş | İşte orada mü'minler denenmiş, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
Önceki [33:10]< >[33:12] Sonraki |