1. [4:161] | veaḫẕihimü-rribâ veḳad nühû `anhü veeklihim emvâle-nnâsi bilbâṭil. vea`tednâ lilkâfirîne minhüm `aẕâben elîmâ. | وأخذهم الربا وقد نهوا عنه وأكلهم أموال الناس بالباطل وأعتدنا للكافرين منهم عذابا أليما وَأَخْذِهِمُ الرِّبَا وَقَدْ نُهُواْ عَنْهُ وَأَكْلِهِمْ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا |
---|
Elmalılı | Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kılınan temiz şeyleri haram kıldık. Onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık. |
Y. Ali | That they took usury, though they were forbidden; and that they devoured men's substance wrongfully;- we have prepared for those among them who reject faith a grievous punishment.
|
Words | | وأخذهم - And for their taking| الربا - (of) [the] usury| وقد - while certainly| نهوا - they were forbidden| عنه - from it| وأكلهم - and (for) their consuming| أموال - wealth| الناس - (of) the people| بالباطل - wrongfully.| وأعتدنا - And We have prepared| للكافرين - for the disbelievers| منهم - among them| عذابا - a punishment| أليما - painful.| |
Pickthal | And of their taking usury when they were forbidden it, and of their devouring people's wealth by false pretences, We have prepared for those of them who disbelieve a painful doom. |
Arberry | and for their taking usury, that they were prohibited, and consuming the wealth of the people in vanity; and We have prepared for the unbelievers among them a painful chastisement. |
Shakir | And their taking usury though indeed they were forbidden it and their devouring the property of people falsely, and We have prepared for the unbelievers from among them a painful chastisement. |
Free Minds | And for them taking financial interest when they were told not to, and for them consuming peoples money unjustly. We have prepared for the disbelievers amongst them a painful retribution. |
Qaribullah | And for their taking of usury, that they were prohibited, and consuming the wealth of people in falsehood, for the unbelievers among them We have prepared a painful punishment. |
Asad | and [for] their taking usury although it had been forbidden to them, and their wrongful devouring of other people's possessions. And for those from among them who [continue to] deny the truth We have readied grievous suffering. |
Diyanet Vakfı | Menedildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkara sapanlara acı bir azap hazırladık. |
Diyanet | Yahudilerin haksızlıklarından, çoklarını Allah yolundan menetmelerinden, yasak edilmişken faiz almaları ve insanların mallarını haksızlıkla yemelerinden ötürü kendilerine helal kılınan temiz şeyleri onlara haram kıldık. Onlardan inkar edenlere, elem verici azab hazırladık. |
Edip Yüksel | Menedildikleri halde tefecilik yapmalarından ve halkın parasını haksızlıkla yemelerinden ötürü... Onların inkarcılarına acıklı bir azap hazırladık. |
Suat Yıldırım | Hasılı o Yahudilerden taşan bir zulüm, insanları Allah yolundan menetmeleri, kendilerine yasaklanmış olmasına rağmen faizi almaları, halkın mallarını haksızlıkla yemeleri yüzündendir ki Biz, kendilerine daha önce helâl kılınan bazı temiz nimetleri haram kıldık ve içlerinden kâfir kalanlara can yakıcı azap hazırladık. [2,62.275; 3,93] {KM, Tesniye 23,20} |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve ribayı almaları yüzünden -oysaki ondan yasaklanmışlardı- ve haksız yollarla insanların mallarını yemeleri yüzünden onların küfre sapanlarına korkunç bir azap hazırladık. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri yüzündendir ve biz, içlerinden kafir olanlara elemli bir azap hazırladık. |
Ali Bulaç | Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptık.) Onlardan kafir olanlara pek acıklı bir azap hazırlamışızdır. |
Süleyman Ateş | Menedildikleri halde riba almalarından ve haksız yere insanların mallarını yemelerinden ötürü (böyle yaptık). İçlerinden inkar edenlere de acı bir azab hazırladık. |
Önceki [4:160]< >[4:162] Sonraki |