1. [43:50] | felemmâ keşefnâ `anhümü-l`aẕâbe iẕâ hüm yenküŝûn. | فلما كشفنا عنهم العذاب إذا هم ينكثون فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الْعَذَابَ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ |
---|
Elmalılı | Fakat azabı kendilerinden kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler. |
Y. Ali | But when We removed the Penalty from them, behold, they broke their word.
|
Words | | فلما - But when| كشفنا - We removed| عنهم - from them| العذاب - the punishment| إذا - behold!| هم - They| ينكثون - broke (their word).| |
Pickthal | But when We eased them of the torment, behold! they broke their word. |
Arberry | But when We removed from them the chastisement, behold, they broke their troth. |
Shakir | But when We removed from them the chastisement, lo! they broke the pledge. |
Free Minds | But when We removed the torment from them, they broke their word. |
Qaribullah | But when We had relieved them of their punishment they broke their promise. |
Asad | But whenever We removed the suffering from them, lo! they would break their word. |
Diyanet Vakfı | Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler. |
Diyanet | Ama, azabı üzerlerinden kaldırdığımızda hemen sözlerinden döndüler. |
Edip Yüksel | Fakat, onlardan felaketi kaldırdığımızda, sözlerinden hemen dönüverdiler. |
Suat Yıldırım | Fakat Biz, onlardan azabı giderince, hemen sözlerinden caydılar. [7,133-135] |
Yaşar Nuri Öztürk | Fakat kendilerinden azabı kaldırdığımızda hemen yan çizmeye başladılar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken onlardan azabı kaldırdık mı sözlerinden döndüler. |
Ali Bulaç | Fakat onlardan azabı çekip-giderince, bir de görürsün ki onlar andlarını bozuyorlar. |
Süleyman Ateş | Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeğe başladılar. |
Önceki [43:49]< >[43:51] Sonraki |