1. [50:42] | yevme yesme`ûne-ṣṣayḥate bilḥaḳḳ. ẕâlike yevmü-lḫurûc. | يوم يسمعون الصيحة بالحق ذلك يوم الخروج يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ |
---|
Elmalılı | O gün insanlar, o çağrıyı gerçek olarak duyarlar. İşte bugün, kabirlerden çıkış günüdür. |
Y. Ali | The Day when they will hear a (mighty) Blast in (very) truth: that will be the Day of Resurrection.
|
Words | | يوم - (The) Day| يسمعون - they will hear| الصيحة - the Blast| بالحق - in truth.| ذلك - That| يوم - (is the) Day| الخروج - (of) coming forth.| |
Pickthal | The day when they will hear the (Awful) Cry in truth. That is the day of coming forth (from the graves). |
Arberry | On the day they hear the Cry in truth, that is the day of coming forth. |
Shakir | The day when they shall hear the cry in truth; that is the day of coming forth. |
Free Minds | The Day they hear the scream with truth. That is the Day of coming out. |
Qaribullah | On the Day when they will hear the Shout, in truth that Day they will emerge. |
Asad | [and bethink thyself, too, of] the Day on which all [human beings] will in truth hear the final blast - that Day of [their] coming-forth [from death]. |
Diyanet Vakfı | O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür. |
Diyanet | O gün çığlığı gerçekten duyarlar; işte o, kabirden çıkış günüdür. |
Edip Yüksel | O gün o çığlığı kesinlikle duyarlar; bu, çıkış günüdür. |
Suat Yıldırım | Bütün insanların o sayhayı kesin ve gerçek olarak işitecekleri güne kulak ver. İşte o gün mezarlarından kalkış günüdür. |
Yaşar Nuri Öztürk | O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler. Ortaya çıkış/diriliş günüdür bu. |
Abdulbaki Gölpınarlı | O gün, o bağrışı, gerçek olarak işitecekler; işte o gündür kabirlerden çıkış günü. |
Ali Bulaç | O gün, o çığlığı bir gerçek (hak) olarak işitirler. İşte bu, (dirilip kabirlerden) çıkış günüdür. |
Süleyman Ateş | O gün o çağrıyı gerçek olarak duyarlar. İşte bu, (dirilip) çıkış günüdür. |
Önceki [50:41]< >[50:43] Sonraki |