Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 Surah :  52 - TurGörüntülenen ayetler : 31 ... 49 | 49 - Sure no: 52
1.
[52:31]
ḳul terabbeṣû feinnî me`aküm mine-lmüterabbiṣîn.قل تربصوا فإني معكم من المتربصين
قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُم مِّنَ الْمُتَرَبِّصِينَ
Elmalılı De ki: Bekleyin, çünkü ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Y. AliSay thou: "Await ye!- I too will wait along with you!"
 Words|قل - Say,| تربصوا - "Wait,| فإني - for indeed I am,| معكم - with you,| من - among| المتربصين - those who wait."|
2.
[52:32]
em te'müruhüm aḥlâmühüm bihâẕâ em hüm ḳavmün ṭâgûn.أم تأمرهم أحلامهم بهذا أم هم قوم طاغون
أَمْ تَأْمُرُهُمْ أَحْلَامُهُم بِهَذَا أَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ
Elmalılı Onların akılları mı bunu emreder yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?
Y. AliIs it that their faculties of understanding urge them to this, or are they but a people transgressing beyond bounds?
 Words|أم - Or| تأمرهم - command them| أحلامهم - their minds| بهذا - this,| أم - or| هم - they| قوم - (are) a people| طاغون - transgressing?|
3.
[52:33]
em yeḳûlûne teḳavveleh. bel lâ yü'minûn.أم يقولون تقوله بل لا يؤمنون
أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ بَل لَّا يُؤْمِنُونَ
Elmalılı Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır onlar inanmıyorlar.
Y. AliOr do they say, "He fabricated the (Message)"? Nay, they have no faith!
 Words|أم - Or| يقولون - (do) they say,| تقوله - "He has made it up"| بل - Nay,| لا - not| يؤمنون - they believe.|
4.
[52:34]
felye'tû biḥadîŝim miŝlihî in kânû ṣâdiḳîn.فليأتوا بحديث مثله إن كانوا صادقين
فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِّثْلِهِ إِن كَانُوا صَادِقِينَ
Elmalılı Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler.
Y. AliLet them then produce a recital like unto it,- If (it be) they speak the truth!
 Words|فليأتوا - Then let them bring| بحديث - a statement| مثله - like it,| إن - if| كانوا - they are| صادقين - truthful.|
5.
[52:35]
em ḫuliḳû min gayri şey'in em hümü-lḫâliḳûn.أم خلقوا من غير شيء أم هم الخالقون
أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ
Elmalılı Yoksa onlar, hiçbir şey olmadan (yani yaratıcısız) mı yaratıldılar? Yoksa kendileri yaratıcı mıdırlar?
Y. AliWere they created of nothing, or were they themselves the creators?
 Words|أم - Or| خلقوا - they were created| من - of| غير - nothing,| شيء - nothing,| أم - or| هم - (are) they| الخالقون - the creators?|
6.
[52:36]
em ḫaleḳu-ssemâvâti vel'arḍ. bel lâ yûḳinûn.أم خلقوا السماوات والأرض بل لا يوقنون
أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بَل لَّا يُوقِنُونَ
Elmalılı Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar düşünüp hakikati anlamazlar.
Y. AliOr did they create the heavens and the earth? Nay, they have no firm belief.
 Words|أم - Or| خلقوا - (did) they create| السماوات - the heavens| والأرض - and the earth?| بل - Nay,| لا - not| يوقنون - they are certain.|
7.
[52:37]
em `indehüm ḫazâinü rabbike em hümü-lmüṣayṭirûn.أم عندهم خزائن ربك أم هم المصيطرون
أَمْ عِندَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ
Elmalılı Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yahut hâkim (her şeyin yöneticisi) kendileri midir?
Y. AliOr are the Treasures of thy Lord with them, or are they the managers (of affairs)?
 Words|أم - Or| عندهم - with them| خزائن - (are the) treasures| ربك - (of) your Lord| أم - or| هم - (are) they| المصيطرون - the controllers?|
8.
[52:38]
em lehüm süllemüy yestemi`ûne fîh. felye'ti müstemi`uhüm bisülṭânim mübîn.أم لهم سلم يستمعون فيه فليأت مستمعهم بسلطان مبين
أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ
Elmalılı Yoksa kendilerine mahsus (üzerine çıkıp sırları) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsin.
Y. AliOr have they a ladder, by which they can (climb up to heaven and) listen (to its secrets)? Then let (such a) listener of theirs produce a manifest proof.
 Words|أم - Or| لهم - for them| سلم - (is) a stairway,| يستمعون - they listen| فيه - therewith?| فليأت - Then let bring,| مستمعهم - their listener,| بسلطان - an authority| مبين - clear.|
9.
[52:39]
em lehü-lbenâtü velekümü-lbenûn.أم له البنات ولكم البنون
أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ
Elmalılı Demek kızlar O'na, oğullar size öyle mi?
Y. AliOr has He only daughters and ye have sons?
 Words|أم - Or| له - for Him| البنات - (are) daughters| ولكم - while for you| البنون - (are) sons?|
10.
[52:40]
em tes'elühüm ecran fehüm mim magramim müŝḳalûn.أم تسألهم أجرا فهم من مغرم مثقلون
أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
Elmalılı Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Y. AliOr is it that thou dost ask for a reward, so that they are burdened with a load of debt?-
 Words|أم - Or| تسألهم - (do) you ask from them| أجرا - a payment,| فهم - so they| من - from| مغرم - a debt| مثقلون - (are) overburdened.|
11.
[52:41]
em `indehümü-lgaybü fehüm yektübûn.أم عندهم الغيب فهم يكتبون
أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
Elmalılı Yoksa gayb kendilerinin yanında da onlar mı yazıyorlar?
Y. AliOr that the Unseen in it their hands, and they write it down?
 Words|أم - Or| عندهم - with them| الغيب - (is) the unseen,| فهم - so they| يكتبون - write (it) down?|
12.
[52:42]
em yürîdûne keydâ. felleẕîne keferû hümü-lmekîdûn.أم يريدون كيدا فالذين كفروا هم المكيدون
أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا فَالَّذِينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكِيدُونَ
Elmalılı Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenlerin kendileri tuzağa düşeceklerdir.
Y. AliOr do they intend a plot (against thee)? But those who defy Allah are themselves involved in a Plot!
 Words|أم - Or| يريدون - (do) they intend| كيدا - a plot?| فالذين - But those who| كفروا - disbelieve,| هم - themselves| المكيدون - (are in) the plot.|
13.
[52:43]
em lehüm ilâhün gayru-llâh. sübḥâne-llâhi `ammâ yüşrikûn.أم لهم إله غير الله سبحان الله عما يشركون
أَمْ لَهُمْ إِلَهٌ غَيْرُ اللَّهِ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Elmalılı Yoksa onların Allah'tan başka bir ilâhı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
Y. AliOr have they a god other than Allah? Exalted is Allah far above the things they associate with Him!
 Words|أم - Or| لهم - for them| إله - a god| غير - other than| الله - Allah?| سبحان - Glory be| الله - (to) Allah| عما - from what| يشركون - they associate (with Him).|
14.
[52:44]
veiy yerav kisfem mine-ssemâi sâḳiṭay yeḳûlû seḥâbüm merkûm.وإن يروا كسفا من السماء ساقطا يقولوا سحاب مركوم
وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ
Elmalılı Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulutlardır." derler.
Y. AliWere they to see a piece of the sky falling (on them), they would (only) say: "Clouds gathered in heaps!"
 Words|وإن - And if| يروا - they were to see| كسفا - a portion| من - from| السماء - the sky| ساقطا - falling,| يقولوا - they will say,| سحاب - "Clouds| مركوم - heaped up."|
15.
[52:45]
feẕerhüm ḥattâ yülâḳû yevmehümü-lleẕî fîhi yuṣ`aḳûn.فذرهم حتى يلاقوا يومهم الذي فيه يصعقون
فَذَرْهُمْ حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ
Elmalılı Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak.
Y. AliSo leave them alone until they encounter that Day of theirs, wherein they shall (perforce) swoon (with terror),-
 Words|فذرهم - So leave them| حتى - until| يلاقوا - they meet| يومهم - their Day| الذي - which| فيه - in it| يصعقون - they will faint.|
16.
[52:46]
yevme lâ yugnî `anhüm keydühüm şey'ev velâ hüm yünṣarûn.يوم لا يغني عنهم كيدهم شيئا ولا هم ينصرون
يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Elmalılı O gün hiçbir tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak ve hiçbir şekilde yardım da görmeyeceklerdir.
Y. AliThe Day when their plotting will avail them nothing and no help shall be given them.
 Words|يوم - (The) Day| لا - not| يغني - will avail| عنهم - to them| كيدهم - their plotting| شيئا - (in) anything,| ولا - and not| هم - they| ينصرون - will be helped.|
17.
[52:47]
veinne lilleẕîne żalemû `aẕâben dûne ẕâlike velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn.وإن للذين ظلموا عذابا دون ذلك ولكن أكثرهم لا يعلمون
وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذَلِكَ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Elmalılı Şüphesiz o zulmedenlere ondan başka da azab vardır. Fakat çokları bilmezler.
Y. AliAnd verily, for those who do wrong, there is another punishment besides this: But most of them understand not.
 Words|وإن - And indeed,| للذين - for those who| ظلموا - do wrong,| عذابا - (is) a punishment| دون - before| ذلك - that,| ولكن - but| أكثرهم - most of them| لا - (do) not| يعلمون - know.|
18.
[52:48]
vaṣbir liḥukmi rabbike feinneke bia`yüninâ vesebbiḥ biḥamdi rabbike ḥîne teḳûm.واصبر لحكم ربك فإنك بأعيننا وسبح بحمد ربك حين تقوم
وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ
Elmalılı Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et.
Y. AliNow await in patience the command of thy Lord: for verily thou art in Our eyes: and celebrate the praises of thy Lord the while thou standest forth,
 Words|واصبر - So be patient,| لحكم - for (the) Command| ربك - (of) your Lord,| فإنك - for indeed, you| بأعيننا - (are) in Our Eyes.| وسبح - And glorify| بحمد - (the) praise| ربك - (of) your Lord| حين - when| تقوم - you arise,|
19.
[52:49]
vemine-lleyli fesebbiḥhü veidbâra-nnücûm.ومن الليل فسبحه وإدبار النجوم
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ
Elmalılı Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında da O'nu tesbih et
Y. AliAnd for part of the night also praise thou Him,- and at the retreat of the stars!
 Words|ومن - And of| الليل - the night,| فسبحه - glorify Him,| وإدبار - and after| النجوم - the stars.|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17