1. [56:89] | feravḥuv verayḥânüv vecennâtü ne`îm. | فروح وريحان وجنت نعيم فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّةُ نَعِيمٍ |
---|
Elmalılı | Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. |
Y. Ali | (There is for him) Rest and Satisfaction, and a Garden of Delights.
|
Words | | فروح - Then rest| وريحان - and bounty| وجنت - and a Garden| نعيم - (of) Pleasure.| |
Pickthal | Then breath of life, and plenty, and a Garden of delight. |
Arberry | there shall be repose and ease, and a Garden of Delight; |
Shakir | Then happiness and bounty and a garden of bliss. |
Free Minds | Then joy, and rose buds, and paradises of bliss. |
Qaribullah | there shall be calmness and ease, a Garden of Delight. |
Asad | happiness [awaits him in the life to come], and inner fulfillment, and a garden of bliss. |
Diyanet Vakfı | Ona rahatlık, güzel rızık ve Naim cenneti vardır. |
Diyanet | Eğer ölen o kişi, gözdelerden ise, rahatlık, hoşluk ve nimet cenneti onundur. |
Edip Yüksel | o zaman neşe, çiçekler ve nimet cennetleri... |
Suat Yıldırım | Ama eğer ölen kimse Allah'a yakın olanlardan ise, onun için rahatlık, güzel nasip ve naîm cenneti var. |
Yaşar Nuri Öztürk | Rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennet var ona. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Artık ona huzur ve rahat ve rızık ve Naim cenneti. |
Ali Bulaç | Bu durumda rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle donatılmış cennet (onundur). |
Süleyman Ateş | O'na rahatlık, güzel rızık ve ni'met cenneti var. |
Önceki [56:88]< >[56:90] Sonraki |