1. [7:79] | fetevellâ `anhüm veḳâle yâ ḳavmi leḳad eblagtüküm risâlete rabbî veneṣaḥtü leküm velâkil lâ tüḥibbûne-nnâṣiḥîn. | فتولى عنهم وقال يا قوم لقد أبلغتكم رسالة ربي ونصحت لكم ولكن لا تحبون الناصحين فَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَةَ رَبِّي وَنَصَحْتُ لَكُمْ وَلَكِن لاَّ تُحِبُّونَ النَّاصِحِينَ |
---|
Elmalılı | Sâlih de o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! And olsun ki ben size Rabbimin elçiliğini tebliğ ettim ve size öğüt verdim, fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz." |
Y. Ali | So Salih left them, saying: "O my people! I did indeed convey to you the message for which I was sent by my Lord: I gave you good counsel, but ye love not good counsellors!"
|
Words | | فتولى - So he turned away| عنهم - from them| وقال - and he said,| يا - O| قوم - "O my people!| لقد - Verily,| أبلغتكم - I have conveyed to you| رسالة - (the) Message| ربي - (of) my Lord| ونصحت - and [I] advised| لكم - [to] you| ولكن - but| لا - not| تحبون - you like| الناصحين - the advisers."| |
Pickthal | And (Salih) turned from them and said: O my people! I delivered my Lord's message unto you and gave you good advice, but ye love not good advisers. |
Arberry | So he turned his back on them, and said, 'O my people, I have delivered to you the Message of my Lord, and advised you sincerely; but you do not love sincere advisers.' |
Shakir | Then he turned away from them and said: O my people I did certainly deliver to you the message of my Lord, and I gave you good advice, but you do not love those who give good advice. |
Free Minds | Thus he turned away from them, and said: "My people, I had delivered to you the message of my Lord and advised you; but you do not like the advisers." |
Qaribullah | He turned from them, saying: 'I conveyed to you, my nation the Message of my Lord and gave you counsel; but you had no love for sincere advisers. ' |
Asad | And [alih] turned away from them, and said: "O my people! Indeed, I delivered unto you my Sustainer's message and gave you good advice: but you did not love those who gave [you] good advice." responding note. From all the historical references to the Thamud it is apparent that they were one of the greatest and most powerful Arab tribes of their time. |
Diyanet Vakfı | Salih o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz. |
Diyanet | Salih de onlardan yüz çevirdi ve "Ey milletim! And olsun ki ben size Rabbimin sözünü bildirmiş ve öğüt vermiştim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz" dedi. |
Edip Yüksel | O da onlardan yüz çevirdi ve "Ey halkım, size Rabbimin elçiliğini ilettim, size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz," dedi. |
Suat Yıldırım | Gördüğü müthiş manzara karşısında Salih, yüzünü üzüntü ile öteye çevirip“Ey halkım!” dedi, “Ben size Rabbimin buyruklarını tebliğ ettim, sizin iyiliğinize çalıştım, size öğütler verdim.Lâkin siz, iyiliğinizi isteyip öğüt verenleri bir türlü sevmediniz gitti!” |
Yaşar Nuri Öztürk | Nihayet, Sâlih onlardan yüzünü döndürüp şöyle dedi: "Ey toplumum! Andolsun ki, Rabbimin mesajını size tebliğ ettim, size öğüt verdim; ama siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Salih, onlardan yüz çevirdi de ey kavmim dedi, andolsun ki ben size Rabbimin bildirdiği haberleri tebliğ ettim ve öğüt verdim ama siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz. |
Ali Bulaç | O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi: "Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz." |
Süleyman Ateş | (Salih), onlardan öteye döndü de: "Ey kavmim, ben size Rabbimin mesajlarını duyurdum ve size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz!" dedi. |
Önceki [7:78]< >[7:80] Sonraki |