1. [70:44] | ḫâşi`aten ebṣâruhüm terheḳuhüm ẕilleh. ẕâlike-lyevmü-lleẕî kânû yû`adûn. | خاشعة أبصارهم ترهقهم ذلة ذلك اليوم الذي كانوا يوعدون خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ |
---|
Elmalılı | Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür. |
Y. Ali | Their eyes lowered in dejection,- ignominy covering them (all over)! such is the Day the which they are promised!
|
Words | | خاشعة - Humbled| أبصارهم - their eyesights,| ترهقهم - will cover them| ذلة - humiliation.| ذلك - That| اليوم - (is) the Day| الذي - which| كانوا - they were| يوعدون - promised.| |
Pickthal | With eyes aghast, abasement stupefying them: Such is the Day which they are promised. |
Arberry | humbled their eyes, overspreading them abasement. That is the day which they were promised. |
Shakir | Their eyes cast down; disgrace shall overtake them; that is the day which they were threatened with. |
Free Minds | Their eyes are cast down, with shame covering them. This is the Day which they were promised. |
Qaribullah | their eyes are humbled and they are covered with humiliation. Such is the Day that they were promised. |
Asad | with downcast eyes, with ignominy overwhelming them: that Day which they were promised again and... |
Diyanet Vakfı | Gözleri horluktan aşağı düşmüş ve kendileri zillete bürünmüş bir halde. İşte bu, onların tehdit edilegeldikleri gündür! |
Diyanet | Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür. |
Edip Yüksel | Gözleri dönmüş, kendilerini utanç sarmış olarak. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür. |
Suat Yıldırım | Gözleri yerde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır.İşte kendilerine vâd edilen gün, bugündür. |
Yaşar Nuri Öztürk | Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Gözleri yerde, üstlerine aşağılık çökmüş; işte onlara vaadedilen gün, bugündür. |
Ali Bulaç | Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük' yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azap) günüdür. |
Süleyman Ateş | Gözleri düşük, yüzlerini alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara va'dedilen gün, bugündür. |
Önceki [70:43]< >[71:1] Sonraki |