Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 Surah :  78 - NebeGörüntülenen ayetler : 31 ... 40 | 40 - Sure no: 78
1.
[78:31]
inne lilmütteḳîne mefâzâ.إن للمتقين مفازا
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
Elmalılı Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var.
Y. AliVerily for the Righteous there will be a fulfilment of (the heart's) desires;
 Words|إن - Indeed,| للمتقين - for the righteous| مفازا - (is) success,|
2.
[78:32]
ḥadâiḳa vea`nâbâ.حدائق وأعنابا
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا
Elmalılı Bahçeler var, bağlar var.
Y. AliGardens enclosed, and grapevines;
 Words|حدائق - Gardens| وأعنابا - and grapevines,|
3.
[78:33]
vekevâ`ibe etrâbâ.وكواعب أترابا
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا
Elmalılı Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.
Y. AliAnd voluptuous women of equal age;
 Words|وكواعب - And splendid companions| أترابا - well-matched,|
4.
[78:34]
veke'sen dihâḳâ.وكأسا دهاقا
وَكَأْسًا دِهَاقًا
Elmalılı Dopdolu kadehler var.
Y. AliAnd a cup full (to the brim).
 Words|وكأسا - And a cup| دهاقا - full.|
5.
[78:35]
lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ kiẕẕâbâ.لا يسمعون فيها لغوا ولا كذابا
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا
Elmalılı Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.
Y. AliNo vanity shall they hear therein, nor Untruth:-
 Words|لا - Not| يسمعون - they will hear| فيها - therein| لغوا - any vain talk| ولا - and not| كذابا - any falsehood,|
6.
[78:36]
cezâem mir rabbike `aṭâen ḥisâbâ.جزاء من ربك عطاء حسابا
جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا
Elmalılı (Bunlar) Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir).
Y. AliRecompense from thy Lord, a gift, (amply) sufficient,
 Words|جزاء - (As) a reward| من - from| ربك - your Lord,| عطاء - a gift| حسابا - (according to) account,|
7.
[78:37]
rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-rraḥmâni lâ yemlikûne minhü ḫiṭâbâ.رب السماوات والأرض وما بينهما الرحمن لا يملكون منه خطابا
رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا
Elmalılı O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rahmân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.
Y. Ali(From) the Lord of the heavens and the earth, and all between, (Allah) Most Gracious: None shall have power to argue with Him.
 Words|رب - Lord| السماوات - (of) the heavens| والأرض - and the earth| وما - and whatever| بينهما - (is) between both of them| الرحمن - the Most Gracious,| لا - not| يملكون - they have power| منه - from Him| خطابا - (to) address.|
8.
[78:38]
yevme yeḳûmü-rrûḥu velmelâiketü ṣaffâ. lâ yetekellemûne illâ men eẕine lehü-rraḥmânü veḳâle ṣavâbâ.يوم يقوم الروح والملائكة صفا لا يتكلمون إلا من أذن له الرحمن وقال صوابا
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا
Elmalılı O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.
Y. AliThe Day that the Spirit and the angels will stand forth in ranks, none shall speak except any who is permitted by (Allah) Most Gracious, and He will say what is right.
 Words|يوم - (The) Day| يقوم - will stand| الروح - the Spirit| والملائكة - and the Angels| صفا - (in) rows,| لا - not| يتكلمون - they will speak| إلا - except| من - (one) who -| أذن - permits| له - [for] him| الرحمن - the Most Gracious,| وقال - and he (will) say| صوابا - (what is) correct.|
9.
[78:39]
ẕâlike-lyevmü-lḥaḳḳ. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî meâbâ.ذلك اليوم الحق فمن شاء اتخذ إلى ربه مآبا
ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا
Elmalılı İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.
Y. AliThat Day will be the sure Reality: Therefore, whoso will, let him take a (straight) return to his Lord!
 Words|ذلك - That| اليوم - (is) the Day| الحق - the True.| فمن - So whoever| شاء - wills| اتخذ - let him take| إلى - towards| ربه - his Lord| مآبا - a return.|
10.
[78:40]
innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ.إنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني كنت ترابا
إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا
Elmalılı Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."
Y. AliVerily, We have warned you of a Penalty near, the Day when man will see (the deeds) which his hands have sent forth, and the Unbeliever will say, "Woe unto me! Would that I were (metre) dust!"
 Words|إنا - Indeed We| أنذرناكم - [We] have warned you| عذابا - (of) a punishment| قريبا - near| يوم - (the) Day| ينظر - will see| المرء - the man| ما - what| قدمت - have sent forth| يداه - his hands| ويقول - and will say| الكافر - the disbeliever,| يا - O| ليتني - "O I wish!| كنت - I were| ترابا - dust!"|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17