1. [80:9] | vehüve yaḫşâ. | وهو يخشى وَهُوَ يَخْشَى |
---|
Elmalılı | Allah'tan korkarak gelmişken, | Y. Ali | And with fear (in his heart),
| Words | | وهو - While he| يخشى - fears,| | Pickthal | And hath fear, | Arberry | and fearfully, | Shakir | And he fears, | Free Minds | While he was fearful. | Qaribullah | and fearfully, | Asad | and in awe [of God] | Diyanet Vakfı | Ve (Allah'tan) korkarak gelenle, | Diyanet | Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun. | Edip Yüksel | Saygı gösterdiği halde, | Suat Yıldırım | Fakat Allaha saygı duyarak sana şevkle koşa koşa gelenle sen ilgilenmiyorsun. | Yaşar Nuri Öztürk | Odur içine ürperti düşen. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve korkan kişi. | Ali Bulaç | Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır; | Süleyman Ateş | Saygılı olarak gelmişken, | Önceki [80:8]< >[80:10] Sonraki |
|