1. [81:23] | veleḳad raâhü bil'üfüḳi-lmübîn. | ولقد رآه بالأفق المبين وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ |
---|
Elmalılı | Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü. |
Y. Ali | And without doubt he saw him in the clear horizon.
|
Words | | ولقد - And certainly| رآه - he saw him| بالأفق - in the horizon| المبين - the clear.| |
Pickthal | Surely he beheld Him on the clear horizon. |
Arberry | he truly saw him on the clear horizon; |
Shakir | And of a truth he saw himself on the clear horizon. |
Free Minds | And he saw him by the clear horizon. |
Qaribullah | in truth he saw him (Gabriel) on the clear horizon, |
Asad | he truly beheld [the angel - beheld] him on the clear horizon; |
Diyanet Vakfı | Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür. |
Diyanet | And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür. |
Edip Yüksel | Onu apaçık bir ufukta görmüştür. |
Suat Yıldırım | O, vahyi getiren elçi Cebrail'i, apaçık ufukta görmüştü. [53,13-16] |
Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü. |
Ali Bulaç | Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür. |
Süleyman Ateş | Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür. |
Önceki [81:22]< >[81:24] Sonraki |