1. [91:8] | feelhemehâ fücûrahâ vetaḳvâhâ. | فألهمها فجورها وتقواها فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا |
---|
Elmalılı | Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, |
Y. Ali | And its enlightenment as to its wrong and its right;-
|
Words | | فألهمها - And He inspired it| فجورها - (to distinguish) its wickedness| وتقواها - and its righteousness| |
Pickthal | And inspired it (with conscience of) what is wrong for it and (what is) right for it. |
Arberry | and inspired it to lewdness and godfearing! |
Shakir | Then He inspired it to understand what is right and wrong for it; |
Free Minds | So He gave it its evil and good. |
Qaribullah | and inspired it with its sin and its piety, |
Asad | and how it is imbued with moral failings as well as with consciousness of God! |
Diyanet Vakfı | Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki, |
Diyanet | Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki: |
Edip Yüksel | Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki; |
Suat Yıldırım | Ona hem kötülük, hem de ondan sakınma yolu ilham eden hakkı için ki:Nefsini maddî ve manevî kirlerden arındıran, felaha erer. [90,10; 76,3] |
Yaşar Nuri Öztürk | Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir. |
Ali Bulaç | Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). |
Süleyman Ateş | Ona bozukluğunu ve korunmasını (isyanını ve ita'atini) ilham edene andolsun ki: |
Önceki [91:7]< >[91:9] Sonraki |