1. [12:17] | ḳâlû yâ ebânâ innâ ẕehebnâ nestebiḳu veteraknâ yûsüfe `inde metâ`inâ feekelehü-ẕẕi'b. vemâ ente bimü'minil lenâ velev künnâ ṣâdiḳîn. | قالوا يا أبانا إنا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متاعنا فأكله الذئب وما أنت بمؤمن لنا ولو كنا صادقين قَالُواْ يَا أَبَانَا إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَاعِنَا فَأَكَلَهُ الذِّئْبُ وَمَا أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لِّنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِقِينَ |
---|
Elmalılı | Dediler ki: "Ey babamız! Biz gittik, aramızda yarış yapıyorduk. Yusuf'u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Bir de baktık ki, onu kurt yemiş. şu anda biz doğru da söylesek, yine de sen bize inanacak değilsin." |
Y. Ali | They said: "O our father! We went racing with one another, and left Joseph with our things; and the wolf devoured him.... But thou wilt never believe us even though we tell the truth."
|
Words | | |
2. [18:99] | veteraknâ ba`ḍahüm yevmeiẕiy yemûcü fî ba`ḍiv venüfiḫa fi-ṣṣûri fecema`nâhüm cem`â. | وتركنا بعضهم يومئذ يموج في بعض ونفخ في الصور فجمعناهم جمعا وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعًا |
---|
Elmalılı | Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a da üfürülmüştür. Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır. |
Y. Ali | On that day We shall leave them to surge like waves on one another: the trumpet will be blown, and We shall collect them all together.
|
Words | | |
3. [37:78] | veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn. | وتركنا عليه في الآخرين وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ |
---|
Elmalılı | Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık. |
Y. Ali | And We left (this blessing) for him among generations to come in later times:
|
Words | | |
4. [37:108] | veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn. | وتركنا عليه في الآخرين وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ |
---|
Elmalılı | Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık. |
Y. Ali | And We left (this blessing) for him among generations (to come) in later times:
|
Words | | |
5. [37:119] | veteraknâ `aleyhimâ fi-l'âḫirîn. | وتركنا عليهما في الآخرين وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ |
---|
Elmalılı | Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık: |
Y. Ali | And We left (this blessing) for them among generations (to come) in later times:
|
Words | | |
6. [37:129] | veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn. | وتركنا عليه في الآخرين وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ |
---|
Elmalılı | Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık: |
Y. Ali | And We left (this blessing) for him among generations (to come) in later times:
|
Words | | |
7. [51:37] | veteraknâ fîhâ âyetel lilleẕîne yeḫâfûne-l`aẕâbe-l'elîm. | وتركنا فيها آية للذين يخافون العذاب الأليم وَتَرَكْنَا فِيهَا آيَةً لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ الْعَذَابَ الْأَلِيمَ |
---|
Elmalılı | Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık. |
Y. Ali | And We left there a Sign for such as fear the Grievous Penalty.
|
Words | | |