1. [100:7] | veinnehû `alâ ẕâlike leşehîd. | وإنه على ذلك لشهيد وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ |
---|
Elmalılı | Ve kendisi de buna şahittir. |
Y. Ali | And to that (fact) he bears witness (by his deeds);
|
Words | | وإنه - And indeed, he| على - on| ذلك - that| لشهيد - surely (is) a witness,| |
Pickthal | And lo! he is a witness unto that; |
Arberry | and surely he is a witness against that! |
Shakir | And most surely he is a witness of that. |
Free Minds | He will indeed bear witness to this. |
Qaribullah | To this he himself shall bear witness. |
Asad | and to this, behold, he [himself] bears witness indeed: |
Diyanet Vakfı | Şüphesiz buna kendisi de şahittir, |
Diyanet | Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir. |
Edip Yüksel | Üstelik buna da tanıktır. |
Suat Yıldırım | Kendisi de buna şahittir. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve şüphe yok ki o, buna tanıktır. |
Ali Bulaç | Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir. |
Süleyman Ateş | Ve o da buna şahiddir. |
Önceki [100:6]< >[100:8] Sonraki |