1. [100:8] | veinnehû liḥubbi-lḫayri leşedîd. | وإنه لحب الخير لشديد وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ |
---|
Elmalılı | Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır. |
Y. Ali | And violent is he in his love of wealth.
|
Words | | وإنه - And indeed he| لحب - in (the) love| الخير - (of) wealth| لشديد - (is) surely intense.| |
Pickthal | And lo! in the love of wealth he is violent. |
Arberry | Surely he is passionate in his love for good things. |
Shakir | And most surely he is tenacious in the love of wealth. |
Free Minds | He loves wealth tenaciously. |
Qaribullah | And indeed he is ardent for the love of good (wealth, becoming greedy). |
Asad | for, verily, to the love of wealth is he most ardently devoted. |
Diyanet Vakfı | Ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür. |
Diyanet | Gerçekten mala da pek düşkündür. |
Edip Yüksel | O mala çok düşkündür. |
Suat Yıldırım | Ondaki mal hırsı pek şiddetlidir. |
Yaşar Nuri Öztürk | O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve şüphe yok ki insan, hayrına yarıyan malamülke karşı da pek düşkündür, pek nekestir. |
Ali Bulaç | Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır. |
Süleyman Ateş | Doğrusu o, malı çok sever. |
Önceki [100:7]< >[100:9] Sonraki |