1. [108:1] | innâ a`ṭaynâke-lkevŝer. | إنا أعطيناك الكوثر إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ |
---|
Elmalılı | Muhakkak biz sana Kevser'i verdik. |
Y. Ali | To thee have We granted the Fount (of Abundance).
|
Words | | إنا - Indeed, We,| أعطيناك - We have given you| الكوثر - Al-Kauthar,| |
Pickthal | Lo! We have given thee Abundance; |
Arberry | Surely We have given thee abundance; |
Shakir | Surely We have given you Kausar, |
Free Minds | We have given you plenty. |
Qaribullah | Indeed, We have given you (Prophet Muhammad) the abundance (Al Kawthar: river, its pool and springs). |
Asad | BEHOLD, We have bestowed upon thee good in abundance: |
Diyanet Vakfı | (Resulum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. |
Diyanet | Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. |
Edip Yüksel | Biz sana bolca nimetler verdik. |
Suat Yıldırım | Biz gerçekten sana verdik kevser. |
Yaşar Nuri Öztürk | Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki biziz sana kevseri veren. |
Ali Bulaç | Şüphesiz, Biz sana Kevser'i verdik. |
Süleyman Ateş | Biz sana Kevser'i (bol ni'met, ilim ve büyük şeref) verdik. |
Önceki [107:7]< >[108:2] Sonraki |