1. [15:20] | vece`alnâ leküm fîhâ me`âyişe vemel lestüm lehû birâziḳîn. | وجعلنا لكم فيها معايش ومن لستم له برازقين وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ وَمَن لَّسْتُمْ لَهُ بِرَازِقِينَ |
---|
Elmalılı | Orada hem sizin için, hem de sizin rızıklarını veremediğiniz kimseler için geçim yollarını yarattık. |
Y. Ali | And We have provided therein means of subsistence,- for you and for those for whose sustenance ye are not responsible.
|
Words | | وجعلنا - And We have made| لكم - for you| فيها - therein| معايش - means of living| ومن - and whom| لستم - you are not| له - for him| برازقين - providers.| |
Pickthal | And we have given unto you livelihoods therein, and unto those for whom ye provide not. |
Arberry | and there appointed for you livelihood, and for those you provide not for. |
Shakir | And We have made in it means of subsistence for you and for him for whom you are not the suppliers. |
Free Minds | And We made for you in it a habitat, as well as those whom you are not required to provide for. |
Qaribullah | and there appointed for you is a livelihood, and for those you do not provide. |
Asad | and provided thereon means of livelihood for you [O men] as well as for all [living beings] whose sustenance does not depend on you.' |
Diyanet Vakfı | Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık. |
Diyanet | Orada sizin ve rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik. |
Edip Yüksel | Orada hem sizin için ve hem sizin beslemediğiniz yaratıklar için yaşanacak bir ortam oluşturduk. |
Suat Yıldırım | Orada hem siz insanlar için, hem rızkını sizin vermediğiniz daha nice yaratıklar için geçimlikler meydana getirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Orada sizin için de, sizin rızıklandırmadığınız mahlukat için de geçim sebepleri halkettik. |
Ali Bulaç | Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık. |
Süleyman Ateş | Orada sizin için ve (beslediğinizi sandığınız, fakat aslında) sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler var ettik. |
Önceki [15:19]< >[15:21] Sonraki |