1. [15:38] | ilâ yevmi-lvaḳti-lma`lûm. | إلى يوم الوقت المعلوم إِلَى يَومِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ |
---|
Elmalılı | "Allah katında bilinen vaktin gününe kadar..." |
Y. Ali | "Till the Day of the Time appointed."
|
Words | | إلى - Till| يوم - the Day| الوقت - (of) the time| المعلوم - well-known."| |
Pickthal | Till the Day of appointed time. |
Arberry | unto the day of a known time.' |
Shakir | Till the period of the time made known. |
Free Minds | "Until the Day of the appointed time." |
Qaribullah | till the appointed time. |
Asad | till the Day the time whereof is known [to Me alone]." |
Diyanet Vakfı | "Allah katında bilinen vaktin gününe kadar..." |
Diyanet | Allah: "Sen, bilinen gün gelene kadar bırakılanlardansın" dedi. |
Edip Yüksel | "Bilinen vaktin gününe kadar...." |
Suat Yıldırım | “Haydi, buyurdu, belirli bir güne kadar sana müsaade edildi.” |
Yaşar Nuri Öztürk | "Bilinen vaktin gününe kadar..." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Malum vaktin gelip çatacağı güne dek. |
Ali Bulaç | "Bilinen günün vaktine kadar." |
Süleyman Ateş | O bilinen vaktin gününe kadar! |
Önceki [15:37]< >[15:39] Sonraki |