1. [15:45] | inne-lmütteḳîne fî cennâtiv ve`uyûn. | إن المتقين في جنات وعيون إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ |
---|
Elmalılı | Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pınarların başındadırlar. |
Y. Ali | The righteous (will be) amid gardens and fountains (of clear-flowing water).
|
Words | | إن - Indeed,| المتقين - the righteous| في - (will be) in| جنات - Gardens| وعيون - and water springs.| |
Pickthal | Lo! those who ward off (evil) are among gardens and watersprings. |
Arberry | But the godfearing shall be amidst gardens and fountains: |
Shakir | Surely those who guard (against evil) shall be in the midst of gardens and fountains: |
Free Minds | The righteous will be in paradises and springs. |
Qaribullah | But the cautious shall live amongst gardens and fountains: |
Asad | VERILY, those who are conscious of God [shall find themselves in the hereafter] amidst gardens and springs, |
Diyanet Vakfı | (Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takva sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar. |
Diyanet | Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise, cennetlerde, pınar başlarındadırlar. |
Edip Yüksel | Erdemliler ise bahçeler ve pınarlar içindedir. |
Suat Yıldırım | Şeytana uymaktan korunan müttakiler ise cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Sakınılması gereken şeylerden sakınanlar ise cennetlerde pınarlar içindedir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerde ve ırmak başlarındadır. |
Ali Bulaç | Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır. |
Süleyman Ateş | (Şeytana uymaktan, küfür ve isyandan) korunanlar ise cennetlerde, pınar başlarındadırlar. |
Önceki [15:44]< >[15:46] Sonraki |