1. [18:11] | feḍarabnâ `alâ âẕânihim fi-lkehfi sinîne `adedâ. | فضربنا على آذانهم في الكهف سنين عددا فَضَرَبْنَا عَلَى آذَانِهِمْ فِي الْكَهْفِ سِنِينَ عَدَدًا |
---|
Elmalılı | Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk. |
Y. Ali | Then We draw (a veil) over their ears, for a number of years, in the Cave, (so that they heard not):
|
Words | | فضربنا - So We cast| على - over| آذانهم - their ears| في - in| الكهف - the cave| سنين - years -| عددا - a number.| |
Pickthal | Then We sealed up their hearing in the Cave for a number of years. |
Arberry | Then We smote their ears many years in the Cave. |
Shakir | So We prevented them from hearing in the cave for a number of years. |
Free Minds | So We sealed upon their ears in the cave for a number of years. |
Qaribullah | For many years We sealed up their hearing in the Cave, |
Asad | And thereupon We veiled their ears in the cave9 for many a year, |
Diyanet Vakfı | Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.) |
Diyanet | Mağaranın içinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları uyandırdık. |
Edip Yüksel | Bunun üzerine sayılı yıllar süresince mağarada kulaklarını kapadık. |
Suat Yıldırım | Bunun üzerine mağarada onları uykuya daldırdık. Nice yıllar öylece kaldılar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onları bir uykuya daldırdık, yıllarca hiçbir şey duymadılar. |
Ali Bulaç | Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik). |
Süleyman Ateş | Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık) |
Önceki [18:10]< >[18:12] Sonraki |