1. [19:11] | feḫarace `alâ ḳavmihî mine-lmiḥrâbi feevḥâ ileyhim en sebbiḥû bükratev ve`aşiyyâ. | فخرج على قومه من المحراب فأوحى إليهم أن سبحوا بكرة وعشيا فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَى إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا |
---|
Elmalılı | Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara "Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin" diye işaret etti. |
Y. Ali | So Zakariya came out to his people from him chamber: He told them by signs to celebrate Allah's praises in the morning and in the evening.
|
Words | | فخرج - Then he came out| على - to| قومه - his people| من - from| المحراب - the prayer chamber,| فأوحى - and he signaled| إليهم - to them| أن - to| سبحوا - glorify (Allah)| بكرة - (in) the morning| وعشيا - and (in) the evening.| |
Pickthal | Then he came forth unto his people from the sanctuary, and signified to them: Glorify your Lord at break of day and fall of night. |
Arberry | So he came forth unto his people from the Sanctuary, then he made signal to them, 'Give you glory at dawn and evening.' |
Shakir | So he went forth to his people from his place of worship, then he made known to them that they should glorify (Allah) morning and evening. |
Free Minds | So he went out amongst his people from the temple enclosure, and he indicated to them that they should glorify Him morning and evening. |
Qaribullah | Then he came out from the Sanctuary to his nation, and gestured to them to exalt (their Lord) at the dawn and at the evening. |
Asad | Thereupon he came out of the sanctuary unto his people and signified to them [by gestures]: "Extol His limitless glory by day and by night!" |
Diyanet Vakfı | Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi. |
Diyanet | Zekeriya bunun üzerine mabedden çıkıp milletine: "Sabah akşam Allah'ı tesbih edin" diye işarette bulundu. |
Edip Yüksel | Tapınaktan halkının arasına çıktı ve "O'nu sabah akşam düşünüp anın," diye onlara işaretle bildirdi. |
Suat Yıldırım | Derken, mâbeddeki bölmesinden halkının karşısına çıkıp “Sabah akşam Rabbinizi tenzih ve O'na ibadet edin!” diye işarette bulundu. [Mihrab için bkz. 3,37] |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine Zekeriyya, yakarış yerinden ayrılıp halkının karşısına geçti ve onlara "sabah-akşam tespih edin" diye işaret verdi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Zekeriyya, mihraptan çıkıp kavmine, sabahakşam onu tenzih edin noksan sıfatlardan diye işaret etti. |
Ali Bulaç | Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam tesbih edin." |
Süleyman Ateş | (Zekeriyya), ma'bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye işaret etti. |
Önceki [19:10]< >[19:12] Sonraki |