1. [20:2] | mâ enzelnâ `aleyke-lḳur'âne liteşḳâ. | ما أنزلنا عليك القرآن لتشقى مَا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَى |
---|
Elmalılı | Ey Muhammed! Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik. |
Y. Ali | We have not sent down the Qur'an to thee to be (an occasion) for thy distress,
|
Words | | ما - Not| أنزلنا - We (have) sent down| عليك - to you| القرآن - the Quran| لتشقى - that you be distressed| |
Pickthal | We have not revealed unto thee (Muhammad) this Qur'an that thou shouldst be distressed, |
Arberry | We have not sent down the Koran upon thee for thee to be unprosperous, |
Shakir | We have not revealed the Quran to you that you may be unsuccessful. |
Free Minds | We did not send down to you the Quran so you may suffer. |
Qaribullah | We have not sent down the Koran to you for you to be tired, |
Asad | We did not bestow the Qur'an on thee from on high to make thee unhappy,' |
Diyanet Vakfı | Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. |
Diyanet | Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. |
Edip Yüksel | Biz bu Kuran'ı sıkıntı çekesin diye göndermedik. |
Suat Yıldırım | Tâ Hâ. Kur'ân’ı sana, meşakkat çekip, bedbaht olasın diye indirmedik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik; |
Abdulbaki Gölpınarlı | Kur'an'ı zahmet çekmen için indirmedik. |
Ali Bulaç | Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik, |
Süleyman Ateş | Biz bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye indirmedik. |
Önceki [20:1]< >[20:3] Sonraki |