1. [20:38] | iẕ evḥaynâ ilâ ümmike mâ yûḥâ. | إذ أوحينا إلى أمك ما يوحى إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّكَ مَا يُوحَى |
---|
Elmalılı | Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik: |
Y. Ali | "Behold! We sent to thy mother, by inspiration, the message:
|
Words | | إذ - When| أوحينا - We inspired| إلى - to| أمك - your mother| ما - what| يوحى - is inspired,| |
Pickthal | When we inspired in thy mother that which is inspired, |
Arberry | when We revealed what was revealed unto thy mother: |
Shakir | When We revealed to your mother what was revealed; |
Free Minds | "When We inspired to your mother what was inspired." |
Qaribullah | when We revealed what was to be made known to your mother, |
Asad | "when We inspired thy mother with this inspiration: |
Diyanet Vakfı | Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik: |
Diyanet | Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım." |
Edip Yüksel | "Hani annene şu vahyi vahyetmiştik:" |
Suat Yıldırım | O vakit annene ilham edip dedik ki: |
Yaşar Nuri Öztürk | Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik: |
Abdulbaki Gölpınarlı | Hani vahyedilecek şeyi ilham etmiştik anana. |
Ali Bulaç | "Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)" |
Süleyman Ateş | (Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik: |
Önceki [20:37]< >[20:39] Sonraki |