1. [26:132] | vetteḳu-lleẕî emeddeküm bimâ ta`lemûn. | واتقوا الذي أمدكم بما تعلمون وَاتَّقُوا الَّذِي أَمَدَّكُم بِمَا تَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | "O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri vermekte," |
Y. Ali | "Yea, fear Him Who has bestowed on you freely all that ye know.
|
Words | | واتقوا - And fear| الذي - the One Who| أمدكم - has aided you| بما - with what| تعلمون - you know,| |
Pickthal | Keep your duty toward Him Who hath aided you with (the good things) that ye know, |
Arberry | and fear Him who has succoured you with what you know, |
Shakir | And be careful of (your duty to) Him Who has given you abundance of what you know. |
Free Minds | "And be aware of the One who provided you with what you know." |
Qaribullah | Fear Him who has given you all the things you know. |
Asad | and [thus] be conscious of Him who has [so] amply provided you with all [the good] that you might think of -[Lit., "with all that you know" or "that you are [or "might be"] aware of".] |
Diyanet Vakfı | Bildiğiniz şeyleri size bol bol veren, Allah'dan korkun. |
Diyanet | Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. |
Edip Yüksel | "Bildiğiniz her şeyi size vereni dinleyin." |
Suat Yıldırım | Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!” |
Yaşar Nuri Öztürk | "O bildiğiniz nimetleri önünüze yayandan korkun." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Çekinin o mabuttan ki bildiğiniz nimetleri vererek yardım etti size. |
Ali Bulaç | "Bildiğiniz şeylerle size yardım edenden korkup-sakının." |
Süleyman Ateş | Size bildiğiniz ni'metleri bol bol veren(Allah)dan korkun. Keep your duty toward Him Who hath aided you with (the good things) that ye know, |
Önceki [26:131]< >[26:133] Sonraki |